Bismillahirrahmanirrahim
Hamtlar Alla hu Teâlâ’ya mahsustur. Salât ve selam Hz. Muhammed (sav) ‘e âline olsun.
Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! İnananlara iki cihan saadeti vaat eden yüce dinimizin, mübarek gecelerinden biri de Kameri aylardan Şaban ayının onbeşinci gecesi olan “Berat gecesidir” Berat, Borçtan, suç ve cezadan kurtulmak demektir.
Istılah manası ise nişan ve ferman anlamı taşımaktadır. Bu gece, olgun müminlerin ilahi bir heyecanla Alla hu Teâlâ’nın Rahmet ve mağfiretine koştukları, tam bir teslimiyetle Yüce Mevla’ya bağlandıkları ulvi bir gecedir.
Bu gece, insanlığa bir şifa ve öğüt, Müminlere bir hidayet ve rahmet olan Kur'an-ı Kerim’de “Mübarek” olarak zikredilmekte ve işlerin taksim edildiği gece diye bildirilmektedir. Alla hu Teâlâ Duhan Serisi’nde şöyle buyuruyor.
“Apaçık kitaba yemin olsun ki, şüphesiz biz onu mübarek bir gecede indirdik. Gerçek biz haber vericiyiz. (O bir gecedir ki,) nezdimizden bir emirle her hikmetli iş o gecede hükmedilir. ( Duhan.6) bu ayet de adı geçen gecenin Berat gecesi olduğu bildirilmektedir.
Berat gecesine mahsus beş özellik vardır:
1.Kur’an-ı Kerim Berat gecesinde “Levh-i Mahfuz’dan” alınmış ve bütün halinde dünya semasına indirilmiştir.
2.Mahlûkatın bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir, aziz ve zelil, olacakları, doğum veya ölümleri gibi her mühim işi ayırt etme meleklere verilir.
3.Berat gecesinde yapılan ibadetlerin faziletleri, karşılıkları büyüktür.
4.Bu gece mağfiret gecesidir. Hadisi şeriflerden anlaşıldığına göre Güzeller güzeli (sav) Müslümanların bu gece berat alacaklarını, gönülden tövbe edenlerin tövbelerinin kabul edileceğini müjdelemiştir. ( Müsned. 2)
Bu gece Allahu Teala’ya isyan halinde olanların, kin besleyenlerin, akrabaları ile ilgiyi kesenlerin, hayat ve ihtişam larından dolayı kibirlenenlerin, içkiden vazgeçmeyenlerin, anne ve babalarına haksız yere karşı gelenlerin, günahlar içinde yaşayanların tövbe istiğfar etmeleri için güzel bir fırsattır.
5.Âlemlerin efendisi (sav) e şefaat hakkının tamamı bu gece verilmiştir.
Görülüyor ki, Berat gecesi Kuran- Kerim’le şereflenen bir gecedir. Bu gecenin feyiz ve bereketinden istifade etmek için Resulü Kibriya (sav) haber veriyor. Şaban’ın onbeşinci gecesi olduğu zaman o geceyi ibadetle ihya ediniz. Gündüzü nüde de oruçla geçiriniz.
Alla hu Teâlâ o gece güneş doğuncaya kadar dünya âlemine rahmet nazarı ile tecelli eder. Ve buyurur ki: “Yok, mu istiğfar eden, mağfiret edelim? Yok mu? Rızık isteyen, rızıklandırılır? Yok, mu dert ve musibete uğrayan, şifa verelim? Daha ne gibi dilekleri olanlar varsa istesinler verelim.
Berat gecesi bir fırsat kapısıdır. Bu fırsatı en güzel bir şekilde değerlendirmeliyiz. Namaz kılmalı, zikir etmeli ümmeti Muhammed’e bol bol dua etmeli, tövbe istiğfar etmeli ve gözyaşı dökmeliyiz. Efendimiz (sav) kendisine tahsis edilen Şaban ayını hep ibadetle geçirirdi.
Şaban-ı şerifin onbeşinci Berat gecesi Cebrail (as) gelerek “Müjdeler olsun Ya Muhammed (sav) Şirk koşanların dışında Hz. Allah (c.c.) bütün ümmeti sana bağışlamıştır.
Başını göğe kaldır, Bak ne göreceksin” buyurdu. Âlemlerin Efendisi (sav) başını kaldırınca gördü ki, göklerin bütün kapıları açılmış. Dünya semasından arşa kadar sıralanan bütün melekler secdeye kapanmıştır, ümmet-i Muhammed'in (sav) günahlarının affedilmesi için dua ediyorlar.
Gökyüzünün her kapısında bir melek durmaktadır.
Birinci kapıda duran melek: “Bu gece rükûa varanlara müjdeler olsun.
İkinci kapıda duran melek: “Bu gece secde edenlere müjdeler olsun.
Üçüncü kapıda duran melek: “B u gece Hz. Allah (c.c.) zikredenlere müjdeler olsun.
Dördüncü kapıda duran melek: “Bu gece Rabbine dua ve niyazda bulunanlara müjdeler olsun.
Beşinci kapıda duran melek: “Bu gece Allah Teâlâ’nın korkusundan ağlayanlara müjdeler olsun.
Altıncı kapıda duran melek: “Bu gece hayırlı amel işleyenlere müjdeler olsun.
Yedinci kapıda duran melek: “B u gece Kur’an- Kerim okuyanlara müjdeler olsun diye sesleniyor ve nidası devam ediyor.
Bir şey isteyen yok mu, dilediği verilsin? Dua eden yok mu, duası kabul edilsin? Tövbe eden yok mu, tövbesi kabul edilsin? Günahlarının affını dileyen yok mu, günahları bağışlansın?”
Hz İsa (as) Bir gün dağlarda gayet güzel yeşilliklerin arasında dolaşırken gözü beyaz bir kayaya ilişir. Kayanın güzelliğine hayran olur. Tam bu sırada Allahu Teâlâ vahiy yoluyla
“Ya İsa Sana bundan daha güzelini göstermemi ister misin?” diye sorar. O da” İstemez olumuyum!” buyurur. O büyük kaya birden yarılır ve içinde ibadet etmekte olan ak sakallı bir zat ile zeytin ağacı görülür.
Hz. İsa peygamber merak eder, o ağacın neyin nesi olduğunu ve kaç yıldır ibadet ettiğini sorar. Nur yüzlü ihtiyar da “O zeytinlerle sene boyunca karnını doyurduğunu, tam dört yüz yıldır o mağarada kaldığını, bütün vakitlerini ibadetle geçirip, bir kere bile insanların arasına karışmadığını” söyler.
Bu manzaraya çok sevinen, adeta iftihar edip göğsü kabaran Hz. İsa (as) bu kadar senedir durmadan ibadet eden bu zatla iftihar etmekte haklısın. Fakat senden sonra Muhammed (sav) adında bir peygamber göndereceğim. Ona bir “Berat gecesi” vereceğim ki, ümmeti arasında bu geceyi ibadet ve taatla geçirenler nezdimde senin ibadetine hayran olduğun sofudan daha hayırlı olacaklar.
Hz. Ömer (ra) anlatıyor. Bir gün Kâinatın Efendisi (sav) bir sahabeyi ziyarete gittik, adam hasta, yatmakta idi. Efendimiz (sav) tövbe et, dedi. Fakat adam o derece hasta idi ki dilini döndüremiyordu Gözlerini göğe dikti. Mahzun mahzun baktı. Onun halini geren Efendimiz (sav) tebessüm buyurdu.
Niçin gülümsediğini sorduğumda şöyle cevap verdi. Hasta diliyle tövbe edemeyince gözlerini göğe dikti. Yürekten tövbe etti. Alla hu Teâlâ’da meleklerine şöyle buyurdu.
Ey meleklerim! Kulum diliyle tövbe edemedi. Ama yürekten derin bir pişmanlık duydu. Siz şahit olun ki, onun tövbesini kabul ettim ve onu bağışladım. İşte Ya Ömer! Bende memnun olduğum için gülümsedim buyurdular.
Efendiler Efendisi (sav) buyuruyor. “Günahtan tövbe eden günahsız gibidir” Feyiz ve bereketi bol olan berat gecesi içerisinde bulunuyoruz. Çokça Kur'an-ı Kerim okuyalım, kaza namazı kılalım, günahlarımıza tövbe istiğfar edelim. Bu mübarek geceyi gafletle geçirmeyelim.
Yetimleri, yoksulları gözetmesi. Hayır, hasenat yapalım, çocuklarımıza bu gecenin önemini anlatalım.
Mevla Teâlâ bu gece de af edilen kullarının zümresine nail eylesin.
Şunu bilelim ki saadet, mutluluk, huzur, Alla hu Teâlâ’nın ve Efendimiz (sav) in emirlerine uygun olarak yaşamakla mümkündür.
Bu gecede yaptığı bir dua ile konumuzu bitirelim. Allahım! Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ediyorum. Sana gereği gibi hamd etmekten acizim. Sen, seni sena ettiğin gibi yücesin”
Hem deme! Bende herkes gibiyim, çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder.
Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed