KÜLTÜR-SANAT

Bu okuma evinin adı Hendek ilçesinde bir köyden geliyor

Abone Ol


“Eğitimci Muhittin GÖKSOY’un anı kitabı” Hanönü Yenice köyünde Eğitimci Muhittin GÖKSOY’un evinin bahçesinde oturuyoruz. İki yıl önce vefat eden 47 yıllık eşi Kamile GÖKSOY adına köyünde yaptırmış olduğu okuma evi-kütüphaneyi konuşuyoruz. 


Hocam kütüphanede eşinizin niye hiç fotoğrafı yok, bir tane olsaydı iyi olurdu diyorum. Yakınlarından birine, Yukarıdan albümleri getirin diyor.

Eski albümleri karıştırırken gördüğüm bir fotoğrafa takılıyor gözüm,


—Hocam eşiniz mi diyorum. Gösterdiğim fotoğrafa şöyle bir bakınca duralıyor, bir şey söyleyemiyor, konuşamıyor sadece başını sallıyor. Muhittin Hocanın gözünden sicim gibi yaşlar eski bir fotoğrafın üstüne iniyor. Kendini toparlayınca anlatıyor.


—Kamile’yi, 47 yıllık eşimi, göçmen kızını kaybedeli hiç açmadım bu albümlerin yüzünü, o günden bu yana ilk oluyor bu diyor. Hocayla eşini, yurdunu, yenice köyünü, gökçeağaç vadisini gökırmağı konuşuyoruz. Sonra birlikte geziyoruz tüm bu yerleri. Hoca gezdiğimiz yerleri anlatıyor, tanıtıyor, Yenice köyündeyiz eski uygarlıklardan kalma duvarları gösteriyor, yukarıda Tepeköy mevkiinde tamamen ahşap evler var onlara hayranlıkla bakarken önümüzdeki yola bakıyorum bu yol nereye gidiyor, buradan ötede ne var hocam diyorum, “BİZİM KÖYDEN ÖTE KÖY YOK” diyor. Bu aynı zamanda bir anı kitabının ismi, Hoca yaşadıklarını, tanık olduğu olayları, son yarım yüzyılın çalkantılı dönemini kendi penceresinden bu kitapta anlatıyor. Kitap akıcı ve anlaşılır sade yalın bir Türkçe ile kaleme alınmış.


Anılar, Kastamonu Hanönü Yenice köyünde 1941 yıllarında Topal Şükrü’nün altıncı çocuğunun doğması ve adının Muhittin koyulmasıyla başlar. Muhittin, Gökırmak vadisindeki eşsiz doğa güzelliğindeki köyünde, çeltik tarlalarında, mısır bahçelerinde doğar, büyür. Muhittin farklıdır, kendi deyimi ile köyün en asi çocuğudur. İlkokuldan itibaren içinde hep Gökırmağın ötesine, evlek dağının ardına, Gökçeağaç (Hanönü) ilerisine gitmek, görmek isteği vardır. Bunun tek yolu da okumak, okumanın tek yolu da Gölköy Öğretmen okulunu kazanmaktır. Muhittin sınava girmek için gittiği Taşköprü’de hayatının ilklerinden birini belki de ilkini yaşar. Burada ilk kez bir lokanta yemeği tadar. Sınavları kazanır ve 6 yıl acı tatlı türlü anılara sahip olarak okulunu bitirir. Yeniceli Muhittin artık Gölköy Öğretmen Okulundan mezun olmuş görev bekleyen idealist bir öğretmendir. Hanönü-Yenice Köylü Muhittin çok sevdiği köyünden okumak öğretmen olmak için ayrılmış, her türlü zorluğa göğüs germiş ama başarmıştır.


 O artık bir öğretmendir. İlk görev yerine gitmek için otobüse binerken ardından sular döküp dualar eden annesinin “Aman oğlum kapı arkası gurbet, kendine dikkat et” sözünü hiç unutmaz. Muhittin Öğretmen hayatındaki ilkleri yaşamaya devam etmektedir. Örneğin ilk asfalt yolla tanışması Sakarya’ya giderken çıktığı otobüs yolculuğunda Karabük yolunda olur.



Sakarya-Hendek Sivritepe köyünde Recep Ağanın kızı Kamile ile ilk karşılaşmalarını kitabında şöyle anlatır Muhittin Öğretmen, “Ayşe Kadının Recep Ağadan altı çocuğu olmuş, en büyük kızı Kamile’ydi. Yapılı ve çok hareketli bir kızdı hele merdivenlerden inişi hiç aklımdan gitmemişti.” Muhittin Öğretmen mesleğini, köyü, köylüleri ve öğrencilerini çok sever.



 Babası hastalanır, köyüne gelir izni bitip köyden ayrılacağı günün sabahında babası vefat eder. Babasının mezarı kazılırken Muhittin öğretmen okuluna döner. “Çok garip duygular içinde köprüye indim. Babam ölmüş onu defnedemeden gidiyordum. Arabaya nasıl bindim bilmiyorum. Vadi bir kum saati gibi boşalıp giderken avuçlarımdan gözyaşlarımı tutamadım.”


Muhittin Öğretmen Recep Ağanın kızı Kamile ile evlenir, çocukları olur. Bu arada yarım kalan eğitimini tamamlar, Balıkesir Necati Eğitim Enstitüsüne girerek Türkçe Öğretmeni olur. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü, Yüksek İdarecilik Enstitüsünü bitirir.








{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }