Güzeller Güzeli (S.A.V.)'in Ramazan-ı Şerif hutbesi

Abone Ol
سْمِاللهِالرَّحْمَنِالرَّحِيمِ
Güzeller güzeli (S.A.V.) İn Ramazan-ı şerif hutbesi
 Bizleri yoktan var eden, sayısız nimetleriyle şereflendiren Rabbimize Kâinat’ın zerresi adedince hamt,  yüz binlerce salât ve selam bütün insanların efendisi Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) e olsun.


 Ey insanlar! İşte Allah’ın ayı bereket, rahmet ve mağfiretle size gelip çattı. O öyle bir ay ki Allah (c.c.) katında ayların en faziletlisi, günleri günlerin en üstünü, geceleri gecelerin ve saatleri de saatlerin en faziletlisidir.


   O öyle bir ay ki, siz o ayda Allah’ın ziyafetine davet edildiniz ve Allah’ın (c.c.) keramet ehlinden kılındınız. Nefesleriniz bu ayda tespih, uyumanız bu ayda ibadet, ibadetiniz bu ayda makbul ve dualarınız bu ayda icabete erişir. Öyleyse dürüst niyetlerle ve temiz kalplerle Rabbinizden isteyin ki sizi, bu ayın orucunu tutmaya ve O’nun kitabını okumaya muvaffak etsin. Gerçek bedbaht, bu büyük ayda Allah’ın (c.c.) bağışlamasından mahrum olandır.

Bu ayda,  açlığınızla ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlık ve susuzluğunu hatırlayın. Fakir ve düşkünlerinize sadaka verin. Büyüklerinize saygılı olun, küçüklerinize şefkat gösterin. Yakınlarınızla bağınızı pekiştirip gözetin, dilinizi koruyun.

  Bakılması haram olan şeylerden gözlerinizi ve kulak asılması haram olan şeylerden kulaklarınızı sakının. İnsanların yetimlerine merhamet gösterin ki sizin yetimlerinize merhamet edilsin. Günahlarınızdan Allahu Teâlâ’ya dönün ve namaz vakitlerinizde ellerinizi dua için O’na açın. Çünkü namaz vakitleri en faziletli vakitlerdir;

Allahu Teâlâ o vakitlerde kullarına rahmet nazariyle bakar, O’na yakarışta bulunanlara cevap verir, O’nu çağıranlara “lebbeyk” (dileğini yerine getirmeye hazırım) der ve O’ndan dileyenlere istediklerini verir.

Ey insanlar!

Canlarınız amellerinize karşılık rehindedir; onları istiğfarlarınızla kurtarın ve sırtlarınız kazandığınız günahlarınızın ağır yükü altındadır, uzun secdelerinizle onların yükünü hafifletin;

   Bilin ki Allahu Teâlâ namaz kılanları ve secde edenleri azap etmeyeceğine ve insanların, âlemlerin Rabbinin huzuruna çıkacağı gün secde edenleri ateşten korkutmayacağına dair izzetine and içmiştir.

Ey insanlar!

Kim bu ayda, oruçlu birine iftar verirse, bu onun için Allah (c.c.) katında, bir gurup köle azad etmek kadar sevap ve geçmiş günahlarının bağışlanmasına sebep olur.

 Dediler ki: Ey Allahın Resûlü! Buna, hepimizin gücü yetmiyor. Bunun üzerine Kâinat’ın güzeli (s.a.v.) buyurdular: “Bir parça hurma veya bir su şerbetiyle bile olsa, verip ateşten korunun.”

Ey insanlar!

Kim bu ayda, ahlakını güzelleştirirse, ayakların kayacağı günde sırattan kolay geçecektir.
Kim bu ayda, elinin altında olanların yükünü hafifletirse, Allah (c.c.) onun hesabını hafifletir.
Kim bu ayda, şerrine engel olursa, Allah (c.c.) kendisine kavuştuğu gün gazabını ondan engeller.
Kim bu ayda bir yetime ikramda bulunursa, Allahu Teâlâ kendisine kavuştuğunda ona ikramda bulunur.
Kim bu ayda, yakınıyla kopan bağını tazeleyip bitiştirirse, Allahu Teâlâ kendisine kavuştuğu gün, onu kendi rahmetine bitiştirir.

Kim bu ayda, yakınıyla arasındaki bağı koparırsa, Allahu Teâlâ kendisine kavuştuğu gün ona rahmetini keser.

Kim bu ayda, bir nafile namaz kılarsa, Allah (c.c.) ona ateşten berat yazar.
Kim bu ayda, bir farzı yerine getirirse, diğer aylarda yetmiş farz yerine getirenin sevabını verir;
Kim bu ayda, bana çok salâvat gönderirse, terazilerin hafif geldiği günde Allahu Teâlâ onun sevap terazisini ağırlaştırır.
Kim bu ayda, Kur’an’ dan bir ayet okursa, diğer aylarda bir hatim yapanların sevabını alır.

Ey insanlar!
 Bu ayda cennet kapıları açıktır, Rabbinizden dileyin ki sizin yüzünüze kapamasın; cehennem kapıları kapalıdır, Rabbinizden dileyin ki sizin yüzünüze açmasın. Ve şeytanlar bu ayda bağlıdır,     “Rabbinizden isteyin ki onları size musallat etmesin”

                     Rabbime emanet olunuz.   Cumanız mübarek olsun.
 
 
SORULAR CEVAPLAR: DİNAllahü Teâlâ’nın peygamberler aracılığı ile akıl sahibi insanlara tebliğ ettiği, onları dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturan ilahi emir ve yasaklardır. Allahu Teala’ın “yapın” diye emrettiği işlerde bir emirdir. Namaz, oruç, Hac, zekât, öşür, anne ve babaya itaat etmek, gibi. “Yapmayın diye emrettiği işlerde bir emirdir. Haramlardır. İçki içmek, kumar oynamak, gıybet etmek, yalan söylemek, dedi kodu yapmak haset etmek, kin tutmak, hırsızlık yapmak, adam öldürmek. Zina yapmak, gibi
DİN kelimesinin çeşitli şekillerde yer aldığı ayet-i kerimeleri, manalarına göre bir sınıflandırmaya tabi tutarsak: Mutlak olarak Din: İtaat, boyun eğme ve ibadet.
 
“Allah katında geçerli tek din İslam’dır.”(Ali İmran, Suresi,19)
 
Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.v.) Arafat meydanında “Kasva” isimli devesinin üzerinde “yüz yirmi dört bin” Ashabına ve onların tahtında bütün insanlığa Veda Hutbesi’ni irad ederken şu ayet-i kerimeyi tebliğ etmişlerdir:
 
“Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide Suresi,3)
Gerçek din, Hazret-i Allah’ın (c.c.) bir kanunudur. Ve bir takım sağlam hükümlerin kutsal bir mecmuasıdır. Cenab-ı Allah bunu, peygamberleri aracılığı ile insanlara ikram ve ihsan buyurmuştur.
 
DİNLER BAŞLICA ÜÇ KISMA AYRILIR.
 
Birincisi; Hak dinlerdir. Allahü Teâlâ (c.c.) tarafından konulup peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen dinlerdir. Bunlara İlahi ve Semavi dinler denir.
Semavi dinlerin hepsi esas bakımından birdirler. Yalnız bazı ibadetler ve hukuk kuralları bakımından aralarında ayrılık olmuştur.
 
İkincisi; Asılları bozulmuş ve değişmiş olan dinlerdir. Bunlar, asılları bakımından birer gerçek din iken sonradan bozulmuş, İlahi niteliklerini kaybetmiş olan dinlerdir. Bunlara
dînin aslından olmayan hurâfeler ve bâtıl inançlar konulmuştur. Bu gibi, aslı hak iken sonradan bozulan dinlere, Muharref dinler denir. (Tahrif edilmiş)  “Yahudîlik ve Hıristiyanlık”  gibi
 
Üçüncüsü; Batıl dinlerdir. Bunlar asılları bakımından da gerçek din ile ilgisi bulunmayan dinlerdir. Bunlar bir takım milletler tarafından ortaya konmuş olan uydurma inançlardır. Bunlarda akla mantığa uygun olan bazı hükümler bulunsa bile konumları itibariyle ilahi olmak şerefinden yoksun olup hiçbir bakımdan din kutsallığını taşımazlar. Ateşe, yıldızlara ve putlara tapan milletlerin dini bu türdendir
 
 
{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }