HAC VE FAZİLETİ

Abone Ol

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, salât ve selam bütün insanlığın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) âline ashabına olsun..

إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمِينَ

فِيهِ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَقَامُ إِبْرَاهِيمَ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا وَلِلَّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنْ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلًا وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْ الْعَالَمِينَ

Belirli şartları taşıyan Müslümanlara ömründe bir defa haccetmek farz’ı ayındır. Bir gün Allah-u telalanın kutsal yarattığı Mekke-i Mükerreme’ye gidip, Beytullah’ı tavaf etmek onu doya doya seyretmek, , Medine-i Münevvere’de Güzeller güzelini (s.a.v.) ziyaret etmek, Cennet bahçesi Ravzada namaz kılmak, her müminin gönlünde yatan bir arzudur.

 Bu yolculuk dualar ve yakarışlarla yüklüdür. Oralarda kulluğun özü dua; hal diliyle bilinçli sözlerle ifade edilir. Her ne istenirse ondan istenir. Rahmete açılan eller boş dönmez. Hikmetine ve kulun maslahatına uygun olarak yakarışlara cevap verilir. Gerçekten hac ibadeti, manevi yönden çok heyecanlı bir ibadettir.  Bu ibadetin icra edildiği günler, en bereketli ve kıymetli zaman dilimi olarak hayatımıza yansıyacaktır.

 Mekke-i Mükerreme, Arafat, Müzdelife, Mina ve Medine-de bir insan seli oluşmaktadır. Bütün Resül, Nebi, Veli, ruhlarının arefe günü hazır bulunduğu; ismini bu kelimeden alan ve hac ibadetine basamak olan, bütün hüccacın ırk, renk, soy, beyaz, siyah, küçük, büyük, zengin fakir, amir, memur, makam, mevki, farkı olmaksızın herkesin bembeyaz giysilerle mahşeri hatırlatan, bu güzide mümin topluluğun bir amacı var.

 وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ فَإِنْ أُحْصِرْتُمْ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنْ الْهَدْيِ وَلَا تَحْلِقُوا رُءُوسَكُمْ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْيُ مَحِلَّهُ فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ فَإِذَا أَمِنتُمْ فَمَنْ تَمَتَّعَ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنْ الْهَدْيِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ فِي الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ تِلْكَ عَشَرَةٌ كَامِلَةٌ ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِي الْمَسْجِدِ الْحَرَامِوَاتَّقُوا اللَّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

 Cenabı Hakkın, Arefe gününden daha çok kullarını Cehennem’den Azad ettiği hiçbir gün yoktur. Saçları başları, dağılmış: toza toprağa bölenmiş halde Arafat’ta toplanıp “Lebbeyk.” Diye çağrışan kullarına rahmetini indirir. Sonra onları meleklerine göstererek, Bunlar ne istiyorlar? Diye Meleklere karşı onlarla övünür” (Müslim) 

 Hacceden kimsenin, evinden çıkıp haccettikten sonra evine dönünceye kadar duası kabul olunur ve reddolunmaz diye eser varit olmuştur.

Hz. İsmail (a.s.) ile validesi Hz. Hacer (r.anha) validemizin kabirlerin in’de Kâbe’i Muazzam’anın altınoluğun altında Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Şuayb ve Salih (a.s.) Hz. mübarek kabirlerinin de Zemzem kuyusu ile Makam-ı İbrahim arasında olduğu rivayet olunmaktadır.

İbnu Abbas (r.a.) anlatıyor: Âlemlerin efendisi (s.a.s.) buyurdular ki: "Beyt'i (Kâbe-i Muazzama'yı) kim 50 defa tavaf ederse, günahlarından çıkar ve tıpkı annesinden doğduğu gündeki gibi olur”.Buradaki tavaftan maksat, şavtlar olmayıp, elli tam tavaftır. Ebu Bekr İbnu Abdurrahman anlatıyor:

Bir kadın Resullullah (a.s.)'a gelerek:"Ben haccetmek için hazırlık yapmıştım. Bana (bir mâni) arız oldu ne yapayım?" "Ramazan'da umre yap, zira o ayda umre tıpkı hacc gibidir" buyurdu." (Muvatta, Hacc,)

Hz. Aişe (r.anha.) anlatıyor: "Allah Rasülü (.a.s.) buyurdular ki: "Hiç bir kul, kurban günü, Allah (c.c) indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz. Zira kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıl1arıyla, tırnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifa edin."

 Ebu Bekri's-Sıddîk (r.a.) anlatıyor: "güzeller güzeli  (.s.a.s.)' "Hangi hacc daha efdaldir?" diye sorulmuştu. "Yüksek sesle tel biye getirilip, kurban kesilerek yapılan hacc!" diye cevap verdi."

Hac, geçmiş günahları yıkar ve mahveder.” (Hadis-i şerif,)

Maddi ve manevi çeşitli sıkıntılara katlanarak hacca giden bir müminin, kötü söz ve davranışlardan uzak durması gerekir. Hacca gitmeden önce, mümkün mertebe bu ibadetin adabı ile birlikte esaslarını ve orada hangi fiillerin cezayı gerektirip hangilerinin haccı ifsat edeceğini öğrenmelidir. Bu mübarek yolculuğa çıkan bir Mü’min, sabırlı ve hoşgörülü olmalıdır. Kendisini ve temsil ettiği milletini küçük düşürücü davranışlardan sakınmalıdır.

Selam ve Duaile



{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }