Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam bütün insanlığın Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun..
Değerli okurlarım! Hz. Hatice (R. Anha) annemiz Kureyş kabilesinden güzel yüzlü, güzel ahlaklı ağırbaşlı ve vakarlı bir hanımdı. Hatırı sayılır, doğru sözlü bir insandı. Hz. Hatice(R.Anha), Kâinatın Efendisini çocukluğundan beri tanıyordu. Ticaret mallarının başında Şam’a göndermesi ise, onu daha da yakından tanımasına vesile olmuştu. Dul olan Hz. Hatice (R. Anha), o sırada Kureyş kadınları arasında asalet, şeref ve zenginlik bakımından üstün mevkiye sahipti. Aynı zamanda Cenab-ı Hak, pek az kadına nasip olacak bir güzelliği de kendisine ihsan etmişti.
O ana kadar kabilesinden birçok kimse evlenmek için kapısını çalmış ise de o, bunların hiç birini kabul etmemişti. Ne var ki kader, şimdi karşısına bambaşka birini çıkarmıştı. Daha önce bütün Kureyş büyüklerinin evlenme teklifini reddeden Hazreti Hatice (Radıyallahü Anha), bu eşsiz insanla daha da yakından tanışınca, fikrinden vazgeçti. İlahi kader, bu iki insanın kalbini birbirine ısındırmayı takdir etmişti. Evlenme teklifi Hz. Hatice’den (R. Anha) geldi.
Cahiliyye devrinde bile tertemiz kadın manasına gelen “Tahira” lakabıyla anılan Hz. Hatice’den (R. Anha) teklif getiren Hz. Hatice’nin (R. Anha) yakın arkadaşı Nefise ile Peygamberimiz (s.a.v.) arasında şöyle bir konuşma geçti:
-Ey Muhammed (s.a.v.), seni evlenmekten alıkoyan şey nedir? -Elimde yeterli param yok.-Eğer bu temin edilse evlenir misin?
-Kimdir bu? -Hüveylid kızı Hatice. -Ama bu nasıl olabilir?-Orasını ben bilirim. -O halde ben de kabul ediyorum. Nefise olup bitenleri, sevinç içinde Hazreti Hatice’ye (r.anha.)bildirdi, Nefise’yle birlikte sevinç ve memnuniyetlerini, yaşadıktan sonra, Efendimiz’e (s.a.v.); “Ey amcaoğlu! Sen benim akrabam olduğun, kavmim içinde güzel huylu, doğru sözlü bulunduğun için seninle evlenmeyi arzu ediyorum.”
Teklifi alan Efendimiz (s.a.v.) durumu amcası Ebu Talib’e bildirdi. Hazreti Hatice’nin (r. Anha) böyle bir evliliği istediğini kendisinden öğrendi. Düğün merasimi tarihi belirlendi. Merasim onun evinde yapılacaktı. Tesbit edilen tarihte Peygamberimiz (s.a.v.), Haşimoğullarnın ileri gelenleriyle birlikte Hazreti Hatice’nin (R.ü Anha) evine geldi. Yemekler yendi. Adet olduğu üzere iki taraf büyüklerinin konuşmalarından sonra, iki tarafın ileri gelenlerinin huzurunda nikah merasimi yapıldı.
Böylece Kâinatın Serveri Efendimiz (s.a.v.) ile, Kureyş kadınlarının nesep, şeref ve zenginlik bakımından en üstünü bulunan Hüveylid’in kızı Hz. Haticetül Kübra (s.a.v.)nikahlanmış oldular. O sırada Allah Rasulü (s.a.v.) 25, Hz.i Hatice (R. Anha) ise 40 yaşındaydı. Evlilikleri miladi tarihle 595 yılına rastlıyordu ki Efendimiz’in (s.a.v.)peygamberliğinin 15 yıl öncesi idi.
Hz. Hatice (r.anha.) annemiz hayatta iken başka hanımla evlenmedi. Bu hanımları Hz. Hatice(Ra Anha) annemizin vefatından sonra aldı.
Sevgili’nin (.s.a.v.) hanımları.
1- Hazreti Hatice (Radıyallahü Anha)
2 - Hazreti Ümmü Seleme (Radıyallahü Anha)
3 - Hazreti Zeyneb (Radıyallahü Anha)
4 - Hazreti Cüveyriye (Radıyallahü Anha)
5 - Hazreti Meymune (Radıyallahü Anha)
6 - Hz. Aişe (R.Anha) Hz. Ebubekir’in (r.a.) kızı
7 - Hz. Hafsa (R. Anha) Hz. Ömer (r.a.) kızı
8 - Hazreti Zeyneb binti Caşh (Radıyallahü Anha)
9 - Hazreti Sevde (Radıyallahü Anha)
10 - Hazreti Ümmü Habibe (Radıyallahü Anha)
11- Hazreti Safiyye (Radıyallahü Anha)
12 - Hazreti Mariye (r.anha) İbrahim’in annesi
“Peygamber müminlere kendi canlarından daha yakındır. Eşleri de onların analarıdır.”[1].(Ahzap suresi.6)
Hz.. Meymune (r.anha) Efendimiz (s.a.v.) en son evlendiği hanımıdır. Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere istikametine doğru yol alırken binaların bittiği yerde, Vadi-i Şerif diye bilinen mıntıkada, otoyolun tam kenarında sol tarafta beyaz bir duvar ile çevrili yalnız bir mezar vardır.
Mekke-i Mükerreme’ye yaklaşık 10 km. uzaklıktadır. “Şerif “ mevkiinde vefat ettiği için oraya defnolunmuşlardır. Rabbim sevgilinin şefaatine nail eylesin.