Bütün sanat dallarından biraz daha fazla öznellik var fotoğraf sanatında.Çünkü bir fotoğrafın taklidini yapmak asla mümkün değil.Bir yağlıboya tablosunu taklit edebilirsin,bir taş oymasını taklit edebilirisin ama fotoğraf tüm bunlardan biraz daha farklı anı kovalayan ve zihni biraz daha fazla yansıtan bir sanat.
David Hurn fotoğrafçılığı öğrenme konusunda şunları söyler ‘’bence etkin iki öğrenme biçimi vardır:üst düzey bir profosyonele çıraklık yapmak ya da kendi kendine öğrenmek,eğer gerçekten merakınız yoksa hiç zahmete girmeyin’’.Bu ikisinin arasında çabalamak ise insanı sadece yerinde saydırır,öğrenme aşamasındayken kulaklarını az bilenlerin cızıltılı seslerine kapatmak gerekir,çünkü az bilenler hiçbir zaman net olamazlar sadece cızıltı çıkarıp gürültü yaparlar.Senin kendi sesini dinlemene ve netlik kazanmana en büyük engel az bilenlerin gürültüsüdür. Eleştiri almak insanı geliştiren ,farklı, daha geniş ve açık seçik düşünmeni sağlayan bir olgudur.Ancak seni eleştirenin eleştirdiği konuda ne kadar bilgiye sahip olduğunu iyi tespit emek gerekir.Ünlü fotoğrafçı David Hurn’un dediği gibi ‘’ikinci sınıfların verecek bir şeyi yoktur’’.Eğer her eleştiriye kulak verip zihnini karmakarış edersen bu durum yıkıcı bir eleştiri enkazı oluşturur sende.
Eğer çekim anında yürek, deklanşöre basan parmakla uyum ve işbirliği içinde ise ortaya çıkan fotoğrafta kalbe ulaşarak kana karışan bir etkiyi sunabiliyor.Bu uyum zihnin net olmasıyla ve tamamen konuya odaklı olmakla sağlanabilir.Yani zihin netse yollar açık oluyor ve yürek / parmak birbiriyle kolayca iletişime geçebiliyor.
David Hurn fotoğrafçılığı öğrenme konusunda şunları söyler ‘’bence etkin iki öğrenme biçimi vardır:üst düzey bir profosyonele çıraklık yapmak ya da kendi kendine öğrenmek,eğer gerçekten merakınız yoksa hiç zahmete girmeyin’’.Bu ikisinin arasında çabalamak ise insanı sadece yerinde saydırır,öğrenme aşamasındayken kulaklarını az bilenlerin cızıltılı seslerine kapatmak gerekir,çünkü az bilenler hiçbir zaman net olamazlar sadece cızıltı çıkarıp gürültü yaparlar.Senin kendi sesini dinlemene ve netlik kazanmana en büyük engel az bilenlerin gürültüsüdür. Eleştiri almak insanı geliştiren ,farklı, daha geniş ve açık seçik düşünmeni sağlayan bir olgudur.Ancak seni eleştirenin eleştirdiği konuda ne kadar bilgiye sahip olduğunu iyi tespit emek gerekir.Ünlü fotoğrafçı David Hurn’un dediği gibi ‘’ikinci sınıfların verecek bir şeyi yoktur’’.Eğer her eleştiriye kulak verip zihnini karmakarış edersen bu durum yıkıcı bir eleştiri enkazı oluşturur sende.
Eğer çekim anında yürek, deklanşöre basan parmakla uyum ve işbirliği içinde ise ortaya çıkan fotoğrafta kalbe ulaşarak kana karışan bir etkiyi sunabiliyor.Bu uyum zihnin net olmasıyla ve tamamen konuya odaklı olmakla sağlanabilir.Yani zihin netse yollar açık oluyor ve yürek / parmak birbiriyle kolayca iletişime geçebiliyor.
Melek Başkalyoncu
[email protected]
[email protected]