İlk ezan-i Muhammed-i okunuşu

Abone Ol
Bismillahirramanirrahim

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, salât ve selam bütün insanlığın Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v.) âline ashabına olsun.
 
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

Değerli okurlarım! İlk İslam devleti-nin kurulduğu ve içinde yeryüzünde ibadet kasdıyla Yapılabilecek üç mescidden biri olan Mescid-i Nebi’nin bulunduğu Arabistan’ın Hicaz bölgesinde yer alan kutsal şehir. 

Medine-i Münevere Müslümanların sükûn ve huzur içinde bir hayata kavuştuktan sonra, ibadetlerin ekseri farz kılınmış, ictimai nizam tesis edilmiştir. Mekke-i Mükerreme’de iken Müslümanlar ibadetlerini bile gizli yapıyor, namazlarını tenha yerlerde kılıyorlardı.

Orada namaza davet etmek meselesi mevzu bahis olmazdı. Çünkü duyurmamak lazımdı. Fakat Medine-i Münevvere’ de iş değişmişti.

Burada din hürriyeti vardı. Herkes Allahü Teala’ya istediği gibi ibadet edebiliyordu.

Âlemlerin Efendisi (s.a.v.) cemaatı namaza toplamak için bir çare düşündü. Bu hususta Ashab-ı Kiram ile istişare yaptı. Bazıları çan çalınmasını, bazıları ise boru öttürülmesini ileri sürdüler.

Sevgililer sevgilisi ise bunların hiç birini uygun bulmadı. Bir rivayet Hz. Ömer’in (R. Anh) rüyası, bir rivayet de Hz. Abdullah bin Zeyd’in (r.a.) aynı rüyayı görmesi üzerine, Allah Rasülü (s.a.v.) de bunu uygun görerek Hz. Bilal-i Habeşi’ye (r.a.) ezanı bugünkü okunduğu şekliyle okumasını emretmiş, o da yanık sesiyle okumuştu.

Yalnız Hz. Bilal (r.a.) “Essalatü hayrun minen nevm” cümlesini sabah ezanlarına eklemiştir. Ezan hem namaz vaktinin geldiğini ilan eder, hem de Müslümanlık esaslarının neşrini temin kılar.

Hz. Peygamberin (s.a.v.) müezzini olma şerefi Hz. Bilal’e (R. Anh) nasip olmuştur. Sesi gayet güzeldi.

Neccar oğullarından bir kadının Mescid’in yanı başında yüksek bir evi vardı. Hz. Bilal (r.a.) onun damına çıkar, o tatlı sesiyle beş vakit ezan okurdu. Her sabah seher vakti rüzgârıyla Medine ufuklarına yayılır, sabahın erken saatlerinde Medineli müminler Hz. Bilal’in (r.a.) hoş nameleriyle uyanırlar, huşu ve huzur içinde Allahu Teala’ya  kulluk vazifelerini ifa ederlerdi.

Hz. Bilal’in (r.a.) hoş ve tatlı nağmelerle günde beş vakit okuduğu ezan sesleri günün muayyen saatlerinde dalgalana dalgalana Medine-i Münevvere’nin her tarafına yayılır, akıp giden hayatın kulağına Allahu Teala’nın varlığını ve birliğini söyler, günde beş defa yeni dini esasları Medine-i Münevvere havasının ihtizazlarıyla kulaklara ulaşırdı.

Allahü Ekber (Allah en büyüktür) diye başlayan bu davet, Allah’ın (c.c.) varlığını ve birliğini, Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) hak peygamber olduğuna şahadet ederek iman sahiplerini namaza çağırdıktan sonra kulların hepsini felaha davet eder ve şu yüce hakikatı ilan ederdi:

“Lâ ilâhe illellâh” Allahu Teala’dan başka ilah yoktur.

İslam’ın güzelliği ve yüceliği her emrinde olduğu gibi ezanda da gayet açık olarak görülmektedir.

Müezzinlerin piri olan Hz. Bilal (r.a.) Asr-ı Saadet’te Hz. Peygamber’in (s.a.v.) dört müezzininde biri olarak yaşamıştır.

Güzeller güzeli. ahir ete irtihalinden sonra, eski günleri hatırlıyarak çok mahzun olurdu.

Medine-i Münevvere’nin her şeyi ona candan bağlandığı büyük Peygamberi (s.a.v.) hatırlardı. Bu hüzün havasından biraz uzaklaşmak için Suriye taraflarına gitmişti.

Hz. Ömer (r.a.) Şam’a geldiğinde Hz. Bilal (r.a.), o tatlı sesiyle bir defa ezan okumuş, bütün İslam mücahitleri teessürlerinden ağlamışlardı

Hazreti Bilal (r.a.) bir ara tekrar Medine-i Münevvere’ye Efendisini (s.a.v.) ziyarete geldi,

Hz. Bilal (r.a.) mukaddes kabrin önüne gelince gözlerinden elmas elmas yaş aktığı halde “Esselamü aleyke Ya Rasulallah (Sana salat ve selam olsun ey Allah’ın Rasulü (s.a.v.)” dedi, boynunu büktü ve sessiz bir âleme daldı.

“Ya Bilal (r.a.)!” diye bir ses duydu. Bu ses Rasuller Serveri’nin ciğer pareleri Hz. Hasan (r.a.) ile Hz. Hüseyin (r.a.idi.
Hemen fırlayıp o muhabbet incilerini öptü, kucakladı. Ve tatlı tatlı muhabbetle eve kadar geldiler.

Geceyi Peygamber kuzularının yanında geçirdi. Hz. Hasan’ın (r.a) ricasa üzerine Mescid’in damına çıkarak o berrak sesiyle ilahi çağrı olan Ezan-ı Muhammedi’yiokumaya başladı. Medine’li müminler heyecanla mescide geldiler.

Bu esnada hak ve adaletin güneşi Hz. Ömer (r.a.) de geldi. Yaşlı gözlerle Hz. Bilal’i (r.a.) kucakladı.

O sabah bütün Medine-i Münevvere risalet devrini bütün canlılığı ile yaşamıştı. Mescid-i Nebevi tıklım tıklım doldu.

Hz. Bilal (r.a.) kamet getirdi. Hz. Ömer (r.a.) gözyaşları içinde tekbir alıp namazı kıldırdı. 

Ogün’den başlayan ilahi çağrı olan “Ezan-i Muhammed-i” kıyamet sabahına kadar devam edecektir.

Rabbim sevgiliye cennet de komşu eylesin. 

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
 
{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }