yıl kadar süren “Mekke-i Mükerreme” döneminde inen ayet ve sureler daha çok İslâm inanç ve ahlâkı ile ilgili konuları kapsar. Allahu Teâlâ’nın varlığına, birliğine, meleklere, peygambere, kitaplara ve ahiren gününe iman gibi. Hz. Âdem (a.s)' den beri gelen tevhit inancı işlenir. Allahu Teâlâ’ya ortak koşma ile mücadele edilir ve geçmiş milletlerden ibretli kıssalar anlatılır.
(İsrâ Suresi.82)
“Ebu Umama (r.a)'den, Resulullah (s.a.v)'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Kur'an'ı öğreniniz. Şüphesiz o, kıyamet günü ehlin için çok iyi bir şefaatçı olacaktır." (Müslim.)
Bizim Abdullah amca isminde 60 yaşında bir komşumuz vardı, Kuran-ı Kerimi ezberledi hafız oldu.Kuran-ı Kerimi başından sonuna kadar ezberleyen kişiye hafız denir. Hayırlı olsun diye kendisini tebrik etmeye gittik. Bana Kutsal kitabımız Kur’a-ı Kerimi ezberlemeyi nasip ettiği için o kadar Allah (c.c.) şükür ediyordu ki, o sevinci görmeyi değer. Mutluluğundan gözlerinden gelen yaşlara hâkim olamıyor, gözyaşlarına boğuluyordu. Her müslüman Kur’a-ı Kerim okumaya ve ezberlemeye teşvik ediyordu.
Kur’ân okumaya yeni başlayanlar, onu hafızlar gibi güzel okuyamıyorum diye üzülmemelidir. Önemli olan Allâhu Teâlâ’nın kitabını okuyup, öğrenmeye çalışmaktır. Eğer bir mü’min, yüce kitabımız Kur’ân’ıkekeleyerek te olsa okumaya gayret ediyorsa, ona iki kat sevap verileceğini Peygamberimiz (sav) müjdelemiştir.(Buhari.)
Kur’ân okurken onu anlamaya çalışmak da bir o kadar önemlidir. Kurân-ı kerimi yüzünden okumakla kalmamalı, bunun yanında Kurânın anlamını açıklayan meal ve tefsirlere başvurmalıyız. Çünkü Okuma ve anlama faaliyeti, Kur’ân’ı hayata geçirmenin ilk adımı durumundadır. Öyleyse yüce kitabımızı hem kendimiz hem ailemiz okumalı, hem de onu bütün dünyaya okutmaya gayret etmeliyiz.!
Allahu Teala bizi Kur’ân-ı Kerim’i doğru olarak anlayan, onun verdiği evrensel mesajlara kulak veren, hayatının her aşamasında onun rehberliğine başvurmayı ihmal etmeyen kullarından eylesin.
“Kim ki kur’an bilmedi, sanki dünyaya gelmedi”
Rabbime emanet olunuz.