Bütün hamdlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinatın zerresi adedince, salât ve selam bütün Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed (sav)’e âline ashabına olsun.
“Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed”
Değerli okurlarım! Umre: Allahu Teâlâ’ya ve gönderdiği dine inanan insanın, yaratıcısına karşı sorumluluğu “ibadet” kavramı ile ifade edilir. Bu ibadetlerden biri de, “Umredir.
Umre kelimesi, “ziyaret etmek” anlamına gelir. Dini bir terim olarak ise Umre; “Belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girerek Kâbe’yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında Say yapmak ve tıraş olup ihramdan çıkmak suretiyle yerine getirilen ibadettir.
Hanifi ve Maliki Mezhebinde, ömründe bir defa Umre yapmak Müekked sünnet, Şafii ve Hanbelî Mezheplerinde farz sayılmıştır. Ancak Hanefi Mezhebinde” teşrik günleri” denilen yılda 5 gün yani arefe günü sabahından yılda bayramın 4 günü güneş batıncaya kadar ki, süre içinde umre yapmak, tahrimen mekruhtur.
İhram, insan için bir elbise olmaktan çok niyet, tercih ve terbiyedir. Kibirden gururdan, kendini beğenmişlikten, bencillikten, gösterişten sıyrılıp, samimiyete ve takvaya ulaşmaktır.
Umrenin farzları ikidir.
1-İhrama girmek,
2-Beytullahı tavaf yapmak,
Umrenin vacipleri, ikidir,
1-Safa ve Merve arasında say yapmak.
2-Tıraş olmak. İhram iki parça bezdir. Belden yukarısına, rıda, belden aşağısına, izar denir.
Gönülden gelen bu istek ve kararını” Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk”. = Buyur Allahım, Buyur! Emrine hazırım.” diyerek, büyük bir aşk ve şevk içinde dağlara, taşlara, karşılaştığı topluluğa ilan eder. Benliğini aşar. İradesini güçlendirir.
Umre’ni Fazileti: “Kendisiyle öbür umre arasında işlenmiş küçük günahlar için kefarettir. Allahu Teâlâ katında makbul haccın karşılığı ise ancak cennettir.
Hac ve umre için Beytullah’a gidenler, Müslümanların, Allah’a (c.c.) gönderilmiş temsilcileridir. Dua ederlerse Allah (c.c.) dualarını kabul eder. Mağfiret dilerlerse bağışlar.” (Nesai)
Kâinatın en güzeli (s.a.v.) buyurdular. “Ramazan’da yapılan bir Umre sevap cihetiyle, hacca muadildir.”
Mescid-iHaramda kılınan bir namaz da diğer mescitlerde kılınan 100-bin, namazdan Eftal’dır. Buyrulmuştur.
Mekke-i Mükerreme’de ramazan orucunu tutmak başka ülkelerde 100-bin ramazan ayı oruçlu olmaktan efdaldır. Mescid-i Haram ’da cemaatle kılınan namazın 1000 rekâtı bin yüz rekât namaz dan efdaldir.
Mekke-i Mükerreme’nin fazileti: “Ey insanlar. Allah’u Teâlâ arzı semayı yarattığı gün Mekke-i Haram kılmıştır.” (Sahih-i Buhari)“
Orası kıyamet gününe kadar haramdır. Bitkisi koparılmaz, av hayvanları ürkütülmez, buluntusu da sahibini bulmak üzere, ilan etmek için alınır.
Allahu Teâlâ Mekke-i Mükerreme’den sıcağı iklimi bakımından sıkıntılı fakat sevap cihetinde yüksek dereceler, yarattı.”(Ramuz)
Mekke-i Mükerreme’den, namazdan başka işlenen her hasene başına 100 misli mükâfat verilir. Mekke-i Mükerreme’de bir gün oruç tutmak, başka yerlerde “bir sene oruç tutmaktan fetaldir.”İbni Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Allah Resülü (sav) şöyle buyuruyor
Her gün ve her gece Cenabı Allah bu beyt üzerine 120 rahmet indirir.
60. tavaf edenlere,
40. namaz kılanlara,
20. Side, Kâbe-i Muazzama ya bakanlara içindir. Buyurmuştur.
İbni Abbas bu konuda şöyle diyor:” Kâbe’i Muazzama’ya bakmak, sırf İmandır.” Bu mukaddes makam da bir an bile gafletle geçirmek insan için büyük kayıptır.
Altınoluğun altı ve Hacer-i İsmail namındaki mübarek yerler de Beyt-i muazzamdandır. Hz. Aişe (r.anha.) Annemizden rivayet olunan bir Hadisi şerife göre: ”Ya Aişe! Beyt-i Muazzama ya girmek istersen, Hicri İsmail de namaz kıl”. Hicri İsmail Beyti Muazzama’dan bir parçadır.
Senin kavmin Kabeyi bina ettikleri zaman onu çıkardılar ve beyitten ayırdılar,” buyrulmuştur. Hz. Cabir (r.a.) anlatıyor: Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: "Mekke'de silah taşımak hiç kimseye helal değildir." (Müslim, Hac 449,)
İbni Abbas (r.a.) anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.v.) Fetih günü buyurdular ki: Fetihten sonra artık hicret yoktur.
Ancak cihad ve niyet vardır. Öyleyse askere çağırıldığınız zaman hemen asker olun!" Rasûlüllah (s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti: "Allahu Teâlâ bu beldeyi sema vat ve arzı yarattığı zaman haram kıldı. Burası, Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır (onu insanlar haram kılmamıştır).
Benden önce kimseye orada kıtal helal olmadı. Bana da günün bir müddetinde helal kılındı. Burası Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır. (Allah'a ve ahir ete inanan hiç kimseye, orada kan dökmesi helal değildir.
Ayrıca onun dikeni koparılmaz, av (hayvan) ürkütmez, buluntusu da alınmaz (yerinde bırakılır). Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir.
Mekke-i Mükerreme'de bir gün hasta olan kimsenin Vücudunu, Allah’u Teâlâ hazretleri, Cehenneme haram Kılar.” Sıhhatli bulunduğu zaman, işlediği hayırlara; başka Yerlerde işlenmiş 60, yıllık efdal ibadet sevabı verilir.”
“Mekke-i Mükerreme’nin sıcağına sabreden kimsenin vücudunu, Allah’ü Teâlâ500, sene Cehennem ’den uzak kılar.”
“Mekke-i Mükerreme’de ezaya cefaya ve belaya sabreden kimse, şehitler, zümresinde haşrolur. (Mecma’ül adab,)
Efendimiz ( s.a.v. ) Medine-i Münevvere’ye Hicretle memur edilince, şöyle buyurdular.“Sen ne hoş beldesin seni ne kadar seviyorum. Eyer beni buradan çıkmaya mecbur etmeseydi Senden başka bir yerde ikamet etmezdim.” (Tirmizi)
Mekke-i Mükerreme’de ramazan orucunu tutmak başka ülkelerde yüz bin ramazan ayı oruçlu olmaktan efdaldır.
“Allah Resülü (s.a.v.) şöyle buyurdu; Şu 3 mescide den başka hiçbir mescide namaz ve ibadet fazileti için) sefer edilmesi uygun olmaz.
Bunlar. “Mescid-i Nebi. “Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram,”
Tavafın fazileti: "Kâinat’ın en güzeli (a.s.) buyurdular ki:” Kim, Kâbe-yi 50- defa tavaf ederse, günahlarından çıkar ve tıpkı annesinden doğduğu gündeki gibi olur”.
Abdullah İbni Ömer diyor ki; Rasülelleh (s.a.v). den şöyle işittim: ”kim Kâbe-yi tavaf eder ve tavaftan sonra iki rekât namaz kılarsa bir köle ve cariyeyi Azad etmiş gibi sevap olur. (İbni Mac’e,)
Güzeller güzeli (s.a.v.)bir defasında dudaklarını Hacerülesved’in üzerine koyarak uzun süre ağlamış, daha sonra dönüp Hz.Ömerin’de (r.a.) ağladığını görünce şöyle demiştir.
”Ey Ömer gözyaşları burada dökülür.”(İbni Mace,”.)
Hacerül-esvedin fazileti: Abdullah İbni Abbas-dan gelen bir rivayet şöyledir. Allah Resulü (s.a.v.) buyurdular: And olsun-ki şu Hacer-i Esved kıyamet günü gören gözleri ve konuşan dili olduğu halde mahşere gelecek ve onu hakkıyla istilam eden yani Allah-a itaat ve Resulü-ne tabi olmak üzere ziyaret eden kimseler lehine şahitlik yapacaktır. Rabbim umre yapmayı nasip eylesin.
Allahuümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed”