Veda Hutbesi

Abone Ol

Hamt alemlerin Rabbi olan Allahu Teala'ya mahsustur. Salat ve selam
Hz. Muhammed (sav) aline ve ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

 Alemlere rahmet olarak göderilen  Efendimiz (sav) Arafat meydanında
Cebeli  Rahme tepesinde  Kasva isimli devsinin üzerinde “124-bin”
Ashabına ve onların tahtında tüm insanlığa Veda Hutbesi’ni irad
ederken, şu ayeti Kerimeyi tebliğ etmişlerdir.

  “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve
sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide Suresi: 3.)

Bismillahirrahmanirrahim

Ey İnsanlar!

Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle
burada bir daha buluşamayacağım,

İnsanlar!

Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes
bir ay ise, bu şehriniz Mekke-i Mükerreme nasıl mübarek bir şehir ise,
canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü
tecavüzden korunmuştur.

Ashabım!

Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı
sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve
birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,
bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları
daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.

Ashabım!

Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki,
faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah (c.c.) böyle hükmetmiştir. İlk
kaldırdığım faiz de Abdulmüttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir.
Lakin ana paranız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.

Ashabım!

Dikkat ediniz, cahiliyyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır,
ayağımın altındadır. Cahiliyye devrinde güdülen kan davaları da
tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmüttalib’in
torunu İyas bin Rabia’nın kan davasıdır.

Ey insanlar!

Muhakkak ki şeytan, şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen
ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona
uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan
da sakınınız.

Ey insanlar!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan (c.c.)
korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın (c.c.) emaneti
olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın (c.c.) emriyle
helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin
üzerinizde hakkı vardır.

Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye
çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize
almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize
alırlarsa, Allah (c.c.), size onları yataklarında yalnız bırakmanızı
ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir.

Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre
yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Ey müminler!

Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç
şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın (c.c.) kitabı Kur’an-ı Kerim ve
Peygamber’in (s.a.v) sünnetidir.

Müminler!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman’ın
kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman’a
kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu
ile vermişse o başkadır.

Ey insanlar!

Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan
hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk
kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet
vardır.

Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden
başkasına intisaba kalkan köle, Allah’ın (c.c.), meleklerinin ve bütün
insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı Hak (c.c.), bu gibi insanların ne
tövbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.

Ey insanlar!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in (as)
çocuklarısınız, Âdem (as) ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana,
Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı
tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir
üstünlüğü yoktur.

Üstünlük ancak takvada, Allahu Teala’dan korkmaktadır. Allah (c.c.)
yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır.

Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi
Allah’ın (c.c.) kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat
ediniz.

Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu
üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.

Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allah’a (c.c.)
hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah’ın (c.c.) haram ve dokunulmaz
kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz..Zina etmeyeceksiniz.
Hırsızlık yapmayacaksınız.

İnsanlar ‘Lâ ilâhe illallâh’ deyinceye kadar onlarla cihar etmek üzere
emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını
korumuş olurlar. Hesapları ise Allahu Teala'ya aittir.

İnsanlar!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? Sahabe-i Kiram hep
birden şöyle dediler: ‘Allah’ın (c.c.) elçiliğini ifa ettiniz,
vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte
bulundunuz diye şahadet ederiz.’

Bunun üzerine Efendimiz şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin
üzerine çevirip indirdi ve şöyle buyurdu:

“Şahit ol, ya Rab! Şahit ol, ya Rab! Şahit ol, ya Rab!”

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
 

{ "vars": { "account": "UA-35875877-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }