Herkese merhaba sevgili takipçiler,

Bugün, karne dönemlerinde çocuklarımızı ve başarı algımızı nasıl değerlendirdiğimize dair önemli bir konuyu ele alacağız. Her yıl aynı tablo: Karne günü gelip çattığında, kimileri sevinçle karnelere bakarken kimileri derin bir hayal kırıklığı yaşıyor. Peki, bir karnedeki notlar gerçekten çocuğumuzun değerini veya gelecekteki başarısını ölçebilir mi?

Karne Neyi Ölçer, Neyi Ölçmez?

Karne, yalnızca çocuğun akademik performansını yansıtan bir belgedir. Ama hayatta başarılı olmanın, sevgi dolu ilişkiler kurmanın ya da mutlu bir birey olmanın garantisi asla değildir. Çocuğun zekası, yaratıcılığı, öz disiplini ya da hayal gücü gibi pek çok önemli beceri, bir karneyle ölçülemez.

Bu noktada kendimize şu soruyu sormalıyız:

“Bir çocuğun başarısını sadece notlarla değerlendirmek, onun benzersiz potansiyelini görmezden gelmek değil midir?”

Ailelerin Tepkisi Çocukları Nasıl Etkiler?

Bazı aileler, düşük notlar karşısında hayal kırıklığına kapılıp sert tepkiler gösterebiliyor. Ancak bu tutum, çocukların kendilerine olan güvenini sarsabilir. Şunu unutmamalıyız: Çocuklar karnedeki notlardan çok, bizim o notlara verdiğimiz tepkilerle şekillenir. “Yetersizsin” mesajı, uzun vadede özgüvensiz ve kaygılı bireyler yetişmesine yol açabilir.

Daha yapıcı bir yaklaşım için şu soruları sorabilirsiniz:

    •    “Bu dönemde seni zorlayan bir şey var mıydı?”

    •    “Sence birlikte nasıl daha iyi bir plan yapabiliriz?”

Bu tür sorular, çocuğun kendini ifade etmesine ve çözüm odaklı düşünmesine yardımcı olur.

Başarıyı Yeniden Tanımlamak

Başarı, sadece yüksek notlardan ibaret değildir. Çocuğun empati kurabilmesi, iş birliği yapabilmesi, hayallerinin peşinden koşabilmesi de birer başarıdır. Bir sonraki karne dönemine kadar çocuğunuzla birlikte yeni hedefler koymak, sadece akademik değil, kişisel gelişimine de katkı sağlar.

Unutmayın: Çocuğunuzun değeri bir karneye sığmaz.

Daha sağlıklı bir yaklaşım için destek almak isterseniz, Orenda Psikoloji Merkezi’ne 0501 088 54 02 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

Sevgiler,
Uzman Psikolog Hande Durmaz