Gezi Parkında, Nur topu gibi bir toplumsal travmamız oldu! Hayırlı olsun. Belkide geliyorum diyen bir çoşku idi bu durum, lazımdı olmalıydı bir ses çıkartılmalı idi sonuna kadar katılıyorum, çoğulculuk ve katılımcılık ilkesi demokrasilerin tabanıdır, yaşamsal sınırlarımızın ortak görüş ve çerçevede buluşabilmesi için demokrasi bir bütün oluşturan tanımdır. Demokrasi halk için olduğu kadar altında bir evrenselliğide barındırır , ileri seviye yani olması gereken demokrasi anlayışı evrensel değerleride içerir. Demokrasinin geniş açılımı ; Evrensel değerler ile her konuda karşılıklı hak ve özgürlükleri koruyabilir tüm canlı hayatını şekillendirebilir ve mutlak paylaşım ile savunmacı direnişler geliştirebilir olmasıdır. Demokrasi ; tek bir fikir ve dayatmayı kabullenemediği gibi tek taraflı düşünceyi bireyde kesin hükümlü hale getirmez.
Toplumu şekillendiren unsurlar ; tarihsel değerleri, dini değerleri, kökencilik, geleneksellik, ulusalcılık ve milli kavramlar tarihi gibi unsurlardan şekillendiği için çok farklı bir yapıda olabilir, bu durum bizim gibi coğrafi konumdaki ülkelerde ; vatandaşlarının farklılıkları çok olan topluluklarda esnek yönetilebilen bir demokrasi anlayışı gerektirir. Yönetim ise ortak paydaları iyi tespit edemez ve iyi bir orta nokta değerlendirmesi yapmadan karar alır ise mutlaka karşılığını toplumsal tepki olarak alacaktır. Fakat şunuda unutmamak gerekir sistem kendi kaynağı içinde nizam – düzen yapısını tek taraflı çalıştırırsa bu anti demokratik bir yönetim olur ki sonuçları süreklilik kazanır.
Biz ülke olarak her konuda bir fikri olan her konuda karşılaştırma yapan ve doğru durumların kendimizce şekillendirip çağdaşlık kalkanı altına sokan bir milli milletiz.; birileri yeter artık diyor , birileri gezi parkına sahip çıkıyor, birileri alkol yasasını protesto ediyor vs. evet domokratik hak arayışıdır, hakkıdır milletin meseleleri protesto etmesi , bu demokratik hak arayışına ; bir emir ile zabıta ve polisimiz müdehale ediyor ortalık dağılıyor hali ile, suçlu budur şudur meselesi değil aslında, asıl konu idarenin bu konular ile ilgili bilgisizliğidir sadece polisimize toplumsal müdehale eğitimi vermek gaz bombası nasıl atılır,nasıl adam etkisiz hale getirilir, nasıl jop sallanırdan ibaret olmasıdır.Zabıtaları nasıl tebdil-i kıyafet baskın yaptırma eğitimi veren idaredir suçlu. Ben sayın Başbakanımızın yerinde olsam ; İl idarecilerin toplumsal konularda hangi stratejileri planladıklarını merak eder bir rapor isterdim, bu sadece anormal durumlar için değil normal halk menfeatine olan konular ilede ilgili olması gereken bir rapor olmalıdır aslında, bu maalesef bizim yönetim şeklimizde olmadığından amir sorar idare onaylar sonrası malüm zaten, ya bir kurban bulunur açığa alınır yada tü kaka polis sonra halkı , militanı ne varsa tekmili birden hucum, milyonları bulan maddi kayıplar, sosyal çöküntü ve travmalar, çık işin içinden çıkabilirsen birde bütün dünyaya rezil olmak varki sormayın. Binbir güçlük ile inşa edilen Türkiye imajını el birliği ile nasıl yere sereriz gösterdik dost’a düşman’a
Temel olarak Demokrasinin tanımı ve bizdeki durumu genelleme yapmadan izah etmeye çalıştım kendimce, bundan sonra ne mi yapılmalı? Demokratik vizyon politikalarında standartlaşmış hak ve özgürlükler, kamu yönetim analiz sistemi, toplum bilgilendirme planlaması , toplumsal siyaset ve siyaset stratejisi gibi yapılar tekrar gözden geçirilmeli nihayetinde, çağdaş demokrasi açılımı olmalıdır.Yoksa bu toplum tarihinde olmadığı gibi ayrışmaya parçalanmaya fikren başlayacaktır, etrafınıza kuşku ile bakmaya başladığınızda çözülmeye başlarız ‘’Allah Korusun’’ Bu memleket ,Bu yönetim, bu muhalefet, bu halk, sağı , solu, tüm etnik unsurlar vs. Ne var ise Biziz aslında hep beraber el ele verme günüdür, fakat kimsenin hak ve özgürlüklerine hakaret etmeden inciltmeden yapalım mücadelemizi, budur demokrasi budur çağdaş insan ve yönetim anlayışı,