بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم
Değerli okurlarım! İnananlara iki cihan saadeti vaat eden yüce dinimizin, mübarek gecelerinden biri de Kameri aylardan Şaban ayının onbeşinci gecesi olan “Berat gecesidir” Berat, Borçtan, suç ve cezadan kurtulmak demektir. Istılah manası ise nişan ve ferman anlamı taşımaktadır.
Berat gecesi, olgun müminlerin ilahi bir heyecanla Alla hu Teâlâ’nın Rahmet ve mağfiretine koştukları, tam bir teslimiyetle Yüce Mevla’ya bağlandıkları ulvi bir gecedir.
Bu gece, insanlığa bir şifa ve öğüt, Mü’minlere bir hidayet ve rahmet olan “Kur’an-ı Kerim’de Mübarek” olarak zikredilmekte ve işlerin taksim edildiği gece diye bildirilmektedir. Alla hu Teâlâ Duhan Seresi’nde şöyle buyuruyor.
“Apaçık kitaba yemin olsun ki, şüphesiz biz onu mübarek bir gecede indirdik. Gerçek biz haber vericiyiz. (O bir gecedir ki,) nezdimizden bir emirle her hikmetli işe o gecede hükmedilir. ( Duhan Suresi.1–6) B u ayet de adı geçen gecenin Berat gecesi olduğu bildirilmektedir.
Berat gecesine mahsus beş özellik vardır:
1-Kur’an-ı Kerim Berat gecesinde “Levh-i mahfuz’dan” alınmış ve bütün halinde dünya senasına indirilmiştir.
2-Mahlûkatın bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir, aziz veya zelil, olacakları, doğum veya ölümleri gibi her mühim işi ayırt etme işi görevli meleklere verilir.
3-Beraat gecesinde yapılan ibadetlerin faziletleri, karşılıkları büyüktür.
4-Bu gece mağfiret gecesidir. Hadisi şeriflerden anlaşıldığına göre Güzeller güzeli (s.a.v.) Müslümanların bu gece berat alacaklarını, gönülden tövbe edenlerin tövbelerinin kabul edileceğini müjdelemiştir.( Müsned.2)
Bu gece Allahu Teala’ya isyan halinde olanların,kin besleyenlerin,akrabaları ile ilgiyi kesenlerin,,hayat ve ihtişamlarından dolayı kibirlenenlerin,içkiden vazgeçmeyenlerin,anne ve babalarına haksız yere karşı gelenlerin,,günahlar içinde yaşayanların tövbe istiğfar etmeleri için güzel bir fırsattır.
5- Âlemlerin efendisi (s.a.v.) e şefaat hakkının tamamı bu gece verilmiştir.
Görülüyor ki, Berat gecesi “Kur’an-ı Kerim’le” şereflenen bir gecedir. Bu gecenin feyiz ve bereketinden istifade etmek için Güzeller güzeli (s.a.v.) haber veriyor. Şaban’ın onbeşinci gecesi olduğu zaman o geceyi ibadetle ihya ediniz. Gündüzü nüde de oruçla geçiriniz. Cünkü Alla hu Teâlâ o gece güneş doğuncaya kadar dünya âlemine rahmet nazarı ile tecelli eder. Ve buyurur ki:
“Yok, mu istiğfar eden, mağfiret edelim? Yok mu? Rızık isteye, rızıklandıralım? Yok, mu dert ve musibete uğrayan, şifa verelim? Daha ne gibi dilekleri olanlar varsa istesinler verelim..
Berat gecesi bir fırsat kapısıdır. Bu fırsatı en güzel bir şekilde değerlendirmeliyiz. Namaz kılmalı, zikir etmeli ümmeti Muhammed’e bol bol dua etmeli, tövbe istiğfar etmeli ve gözyaşı dökmeliyiz. Sultanlar Sultanı (s.a.v.) kendisine tahsis edilen Şaban ayını hep ibadetle geçirirdi.
Şaban-ı şerifin onbeşinci Berat gecesi Cebrail (.a.s.) gelerek “Müjdeler olsun Ya Muhammed (s.a.v.) Şirk koşanların dışında Hz. Allah (c.c.) bütün ümmeti sana bağışlamıştır.
Başını göğe kaldır, Bak ne göreceksin” buyurdu. Âlemlerin Efendisi (s.a.v.) başını kaldırınca gördü ki, göklerin bütün kapıları açılmış. Dünya semasından arşa kadar sıralanan bütün melekler secdeye kapanmışlar, ümmet-i Muhammed’in (.s.a.v.) günahlarının affedilmesi için dua ediyorlar.
Gökyüzünün her kapısında bir melek durmaktadır.
Birinci kapıda duran melek: “Bu gece rükuya varanlara müjdeler olsun.
İkinci kapıda duran melek: “Bu gece secde edenlere müjdeler olsun.
Üçüncü kapıda duran melek: “B u gece Hz Allah (c.c.) zikredenlere müjdeler olsun.
Dördüncü kapıda duran melek: “Bu gece Rabbine dua ve niyazda bulunanlara müjdeler olsun.
Beşinci kapıda duran melek: “Bu gece Allah Teâlâ’nın korkusundan ağlayanlara müjdeler olsun.
Altıncı kapıda duran melek: “Bu gece hayırlı amel işleyenlere müjdeler olsun.
Yedinci kapıda duran melek: “B u gece Kur’an- kerim okuyanlara müjdeler olsun diye sesleniyor ve nidası devam ediyor. ”Bir şey isteyen yok mu, dilediği verilsin? Dua eden yok mu, duası kabul edilsin? Tövbe eden yok mu, tövbesi kabul edilsin? Günahlarının affını dileyen yok mu, günahları bağışlansın?”
Hz İsa (a.s.) Bir gün dağlarda gayet güzel yeşilliklerin arasında dolaşırken gözü beyaz bir kaya ya ilişir. Kayanın güzelliğine hayran olur. Tam bu sırada Allahu Teâlâ vahiy yoluyla
“Ya İsa Sana bundan daha güzelini göstermemi istermisin?” diye sorar. O da” İstemez olurmuyum!” buyurur. O büyük kaya birden yarılır ve içinde ibadet etmekte olan aksakallı bir zat ile zeytin ağacı görülür.
Hazreti İsa peygamber merak eder, o ağacın neyin nesi olduğunu ve kaç yıldır ibadet ettiğini sorar. Nur yüzlü ihtiyar da“O zeytinlerle sene boyunca karnını doyurduğunu, tam dört yüz yıldır o mağarada kaldığını, bütün vakitlerini ibadetle geçirip, bir kere bile insanların arasına karışmadığını” söyler.
Bu manzaraya çok sevinen, adeta iftihar edip göğsü kabaran Hz. İsa (a.s.) Bu kadar senedir durmadan ibadet eden bu zatla iftihar etmekte haklısın. Fakat senden sonra Muhammed (s.a.v.) adında bir peygamber göndereceğim. O’ na bir “Berat gecesi”vereceğim ki, ümmeti arasında bu geceyi ibadet ve tatla geçirenler nezdimde senin ibadetine hayran olduğun sofudan daha hayırlı olacaklar.
Ümmeti Muhammed’e (s.a.v.) verilen nice nimetler vardır. Günahkâr olsa da Hz Muhammed (s.a.v.) ümmeti diğer ümmetlerden daha kıymetlidir.
Hz. Ömer (.r.a.) anlatıyor. ”Bir gün Kâinat’ın Sultanı (s.a.v.) bir sahabeyi ziyarete gittik, adam hasta, yatmakta idi. Efendimiz (s.a.v.) tebve et, dedi. Fakat adam o derece hasta idi ki dilini döndüremiyordu Gözlerini göğe dikti. Mahzun mahzun baktı. Onun halini geren Efendimiz (s.a.v.) tebessüm buyurdu.
Niçin gülümsediğini sorduğumda şöyle cevap verdi. Hasta diliyle tövbe edemeyince gözlerini göğe dikti. Yürekten tövbe etti. Alla hu Teâlâ’da meleklerine şöyle buyurdu.
Ey meleklerim! Kulum diliyle tövbe edemedi. Ama yürekten derin bir pişmanlık duydu. Siz şahit olun ki, onun tövbe sini kabul ettim ve onu bağışladım. İşte Ya Ömer! Bende memnun olduğum için gülümsedim buyurdular.
Efendiler Efendisi (s.a.v.) buyuruyor. “Günahtan tövbe eden günahsız gibidir” şunu bilelim ki saadet, mutluluk, huzur, Alla hu Teâlâ’nın ve Rasülüllah (s.a.v.) in emirlerine uygun olarak yaşamakla mümkündür. Habibullah (s.a.v.) in bu gecede yaptığı bir dua ile konumuzu bitirelim.
“Allahım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyor, Senden yine Sana iltica ediyorum. Sana gereği gibi hamletmekten acizim. Sen, Seni sena ettiğin gibi yücesin”Rabbime emanet olunuz. Berat kandilimiz mübarek olsun