Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Tealaya mahsustur..Salatü selam Hz
Muhammed (sav) aline ve ashabına olsun.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.
Değerli okurlarım! Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”( Hicr, suresi.99)
Hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor:
“Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı
olanıdır.”(Ebû Davûd,).
Allahu Teâlâ insanı yalnızca kendisine kulluk etmesi için
yaratmıştır.( Zâriyât,56.)
Kulluk, Cenâb-ı Hakkı tanımak, O'na gönülden bağlanmak, inanıp iyi
işler yapmak demektir. Kul olmanın özü, Rabbimize severek ve isteyerek
itaat etmek, ihlas ve samimiyetle ibadete sarılmaktır.
İbadet, müminin nişanı, imanın hayata yansımasıdır. Allah’a yakın olma
arzusunun ve hayırlı bir kul olma gayretinin göstergesidir. Yüce
Rabbimize olan muhabbet ve bağlılığın en güzel tezahürüdür. Cenâb-ı
Hakkın sunduğu imkânlara, verdiği nimetlere şükürdür. Kulun, sınırsız
af ve mağfiret sahibi olan Rabbine sığınması, halini arz etmesidir.
İbadet eden insan, ecir ve mükâfata nail olmanın yanı sıra nice güzel
huy ve alışkanlık da kazanır. İbadet her şeyden önce kişiye daima
Allah’ın huzurunda ve gözetimi altında olduğu bilinci aşılar. İnsanı
iyiye, güzele, doğru olana sevk eder. namazını kılan ve biraz sonra
yine namaz için Rabbinin huzuruna çıkacağını bilen bir insan,
kendisini sorumlu hisseder. Huşû içinde kıldığı namazlar onu
aşırılıklardan ve çirkin işlerden uzaklaştırmış olur.
Aynı şekilde oruç da bize ibadet sevabı kazandırmanın yanı sıra
irademizi güçlendirir, sabrımızı artırır. Nefsimize, hevâ ve
hevesimize esir olmaktan, harama el uzatmaktan, kötü konuşmaktan bizi
korur.
Hac ve umre, tevhit aşkını ve ümmet bilincini aşılarken, mahşer anını
ve hesap gününün zorluğunu hatırlatır. Dünyalıklarından sıyrılıp
ihrama bürünen her Müslüman, Allah katında değerli olanın mal, makam
ve mevki değil, yalnızca iman, ibadet ve güzel ahlak olduğunu idrak
eder. Dünyanın dört bir yanından gelen, dilleri, renkleri ve ırkları
farklı müminlerle omuz omuza vererek “Müminler ancak kardeştirler”(
Hucurât,10.)
ilahi hitabındaki din kardeşliğini yürekten hisseder. En kıymetli
ibadetlerimizden olan zekât, sadaka ve infak ise malı arındırır ve
bereketlendirir. İnsanın gönlünü zenginleştirir, dünya malına karşı
hırsını azaltır, şükrünü artırır. Bencillikten sıyrılıp cimrilikten
kurtulan kişi, elindeki nimetleri paylaşmakla kardeşliğin tadına
varır.
Kurban, İbrahim aleyhisselamın sadakatini, oğlu İsmail'in
teslimiyetini adeta yeniden yaşatarak kulun Allah’a olan kurbiyyetini
artırır.
Kul olmak üzere yaratılan insan, farz ve nafile ibadetlerle Allah’a
yaklaşmaya çalışır. O’nun rızasını kazanmayı, sevgisini elde etmeyi
amaçlar. Nihayetinde Yüce Allah’ın merhametine, yardımına ve
korumasına mazhar olur.
Bir hadis-i kutsi’de Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Kulum, farz
ibadetlerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz. Nafile
ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder. Sonuçta ben onu severim.
Sevince de onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı
olurum. Benden istediğinde ona veririm. Bana sığındığında onu
korurum.”( Buhârî, Rikâk, 38.)
Hz. Allah (cc) farz kıldığı namaz ibadetinin yanında O’nun rızasını
umarak, iyi niyet ve samimiyetle yapılan her iş aynı zamanda bir
ibadettir. Huzur ve güven dolu bir aile yuvası için gayret etmek,
yetim ve kimsesizleri sevindirmek, muhtaçların dertlerine çare olmak
ibadettir. Rızkımızı helal yollardan temin etmek için çalışmak,
insanlara güzel söz söylemek ibadettir.
Alışverişte dürüst olmak, selamı yaymak, hatta insanlara eziyet veren
bir engeli yoldan kaldırmak bile bir ibadettir.
Varoluşumuzun anlamı, dünyaya gelişimizin gayesi olan kulluk, bizim
için bir şereftir. Bu şerefe layık olmak için sorumluluklarımızı
hakkıyla yerine getirelim. Allah'a kul olmanın şuurunu bir ömür canlı
tutalım. Ömrümüzü ibadetlerle, Salih amellerle ve güzel ahlakla
süsleyelim. Allahu Teâlâ’nın her an bizimle beraber olduğunun
idrakiyle yaşayalım.
“Kim beni rüyada görürse şefaatim ona vacip olur. Ben kime şefaat
edersem cehennem onun cesedini yakmaz. ”Hz. Muhammed (sav)
Rabbim! Ravzai-mutahharada secde halinde hafız olarak ölmeyi nasip
eylesin. Amiiin.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed.