Bismillahirrahmanirrahim

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinat’ın zerresi adedince, Salât ve selam bütün insanlığın Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
 
Değeri okurlarım! Kitaplara iman imanın şartlarından biridir. Yüce Rabbimiz, insanı varlıkların en şereflisi olarak yarattı. Onu kendisine muhatap kabul etti. İnsanlığın tarihi, vahiyle, ilâhî kelâmla başladı.
 
Rabbimiz, kelâmını, muradını kitaplarıyla, peygamberleriyle bizlere ulaştırdı. Kâinatı mamur kılmamız için bizi vahiyle, bilgiyle donattı. Bizlere yol gösterdi.
 
Kendini tanımamız, O’na ibadet etmemiz, her iki dünyada huzur ve mutluluğa ermemiz için bizleri vahiyle destekledi. Hayatın ve ölümün, dünyanın ve ahiretin anlamını, doğruyu yanlışı, hakkı batılı, iyiyi kötüyü vahiyle bildirdi.
 
Ahlak ve erdemi, adalet ve hakkaniyeti vahiyle öğretti. İnsanlık tarihinde zaman zaman tevhidin, yaratılış hikmet ve gayesinin unutulmaya yüz tuttuğu dönemler yaşanmıştır.
 
Yüce Rabbimiz, peygamberleriyle doğru yolu insanlığa yeniden göstermiştir. Yaşanılması için kitaplar göndermiştir. Allah’ın kitapları, sözlerin en güzeli olan Allah kelâmının harflere, satırlara dökülmüş şeklidir.
 
Mümin olmanın esaslarından biri de Allah’ın kitaplarına imandır. Kitaplara iman, Allah kelâmının hakk olduğunu, doğru olduğunu tasdik etmektir. Kitaplara iman, onların her birinin kendisinden öncekini tasdik ettiğini ve son halkasının Kur’an Kerimi ile taçlandırıldığını kabul etmektir.
 
İlâhî kitaplara ayrım gözetmeksizin iman etmemiz emredilir. Bu iman, hiç şüphesiz o kitapların bozulmamış, Allah’tan geldiği şekliyle muhafaza edilmiş hâlleri için söz konusudur.
 
Biz müminler, ilahi kitapların asıllarına iman ederiz. Onların tahrif edilmemiş hallerinin, Allahu Teala’nın kelâmı olduğunu kabul eder, onlara saygıda kusur etmeyiz.
 
İlâhî rehberler olan kutsal kitapların tahrif edildiği bir dönemde Rabbimiz, peygamber olarak Güzellerin en güzelini göndermiştir.
 
Bir kez daha vahyi ile insanlığa yol göstermiştir. İlk insan ile başlayan vahiy geleneği, Muhammed Mustafa (s.a.s) ile nihayete ermiştir.
 
O, Hâtemü’n-Nebiyyindir, son peygamberdir. Onun, bizzat yaşayarak bizlere öğrettiği Kur’an-ı Kerim son ilahi kitaptır. Artık tek rehber, hidayetin kaynağıKur’an’ı Kerimdir.
 
Dünya ve âhiret saadeti, Kur’an’ı Kerimde ve Resûlullah’ın örnekliğinde bize takdim edilen yüce değerleri yaşamaya bağlıdır.
 
Kur’an-ı Kerim, Efendimiz (s.a.v.) ümmetine bıraktığı en büyük mirasıdır, yaşayan mucizesidir.
 
“Şüphesiz Kur’an’ı biz indirdik! Onun koruyucusu da elbette biziz.” ( Hicr, Suresi. 9.) ayetinde bildirildiği gibi o Allah’ın muhafazası altındadır.
 
Kur’an-ı Kerim bize var oluşumuzun anlamını, hayatımızın gayesini gösterir. Nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi anlatır. Nasıl iyi bir kul, nasıl iyi bir evlat, nasıl iyi bir komşu, hâsılı nasıl iyi bir insan olacağımızı öğretir.
 
Merhameti, adaleti, iyiliği öğütler. Kur’an’ı okumak ibadet, dinlemek ibadet, anlamak ibadettir. Onu yaşamak ise yaratılışımızın gayesidir. Kur’anı Kerimkendisine tutunan için koruyucu ve kurtarıcıdır. Şifa kaynağı, hidayet rehberi ve rahmet vesilesidir.
 
Kur’an’ı Kerimin rehberliğinde, Efendimizin örnekliğinde hayatlarını tanzim edenler, asla yollarını şaşırmayacaklardır.
 
İstikametlerini kaybetmeyeceklerdir. Yüce Rabbimiz, bizleri Kerim Kitabımızın nurundan, rehberliğinden, Efendimiz (s.a.s)’in örnekliğinden mahrum bırakmasın. Cennette sevgiliye komşu eylesin.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed