Bismillahirrahmanirrahim
Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Sevgilinin üzerine olsun.
Değerli okurlarım! Enbiya Suresi’nin 107. ayet-i kerimesinde Güzellerin en güzeli (s.a.v.)’e hitaben şöyle buyruluyor:
“Resulüm Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” Muhakkak ki Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah-ü Teâlâ’nın Resul’ü ve Âdemoğlu’nun efendisidir.
Kıyamette insanların kendisine en çok tabi olacağı zat odur. O önce ve sonra gelen insanların içinde Allah-ü Teâlâ indinde en mükerrem odur..
Kabri ilk açılacak olan; ilk şefaatçi ve ilk şefaat izni verilecek olan; Cennet’in kapısını ilk çalacak olan ve Hz. Allah’ın kendisine kapıyı ilk açacağı kişi yine O’dur. Kıyamet günü Livâü’l-Hamd sancağını O taşıyacaktır. (Mektubât-ı Şerife,)
Ve O’nun hürmetine ümmet-i Muhammed cennete ilk girecek ümmettir. Efendimiz (s.a.v.)’ in fazilet ve meziyetlerini saymakla bitirmemiz ve kelimelerle ifade etmemiz elbette mümkün değildir.
Kur’an-ı Kerîm'de; “Ant olsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tövbe Suresi, 128;) buyrulmaktadır.
Yine Sevgilinin “Allah’ım ümmetimi muhafaza buyur, ümmetime merhamet eyle” diye ağlayıp yalvarması, O’nun ümmetine ne kadar düşkün olduğunun başka bir delilidir.
Müminlere böylesine düşkün olan Efendimiz (s.a.v.) 'in ümmeti olarak bize düşen vazifelerden biri de Rasül-i Ekrem (s.a.v.) çokça salevât-ı şerife okumaktır.
Her mevzuda onun yolunu takip etmekle beraber bağlılığımızı ve ona olan hürmetimizi salevât-ı şerife ile de izhar etmemiz icap eder.
Cenab-ı Hak Ahzâp Suresi'nin 56. ayet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: "Muhakkak Allah ve melekleri Peygamber'e salavatta bulunurlar. Ey iman ile müşerref olanlar, sizde O'nun üzerine salâtta ve teslimiyetle selamda bulunun"
Mevla Teâlâ’nın salati demek, ondan gelen rahmet, kerem ve ihsan demektir ki, Allahu Teâlâ’nın bu ihsan, kerem ve rahmeti. Sevgiliye (s.a.v.) ‘e arada hiçbir kesinti olmaksızın devamlı olarak gelir.
Ayeti kerimede olduğu gibi, Mevla Teâlâ Resulüne salâvat getirmeleri için, kullarına emir buyurdu.
Salatü Selam getirmenin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için de, kendisinin ve tüm meleklerinin Habibine Salatü Selam getirdiğini bildirdi.
Kullarının da Resulüne Salat ve Selam getirmeleri için ferman buyurdu. Fahri Kâinat (s.a.v.) bir gün müjdeli bir haberi ashabına bildirmek için sevinç içinde mescide geldi ve şöyle dedi.
”Ey Muhammed! Sana bir Salavat getirene ve selam gönderene, benim 10’Salavat getirdiğime ve selam gönderdiğime razı değil misin?” Efendimiz (s.a.v.). ”İnsanlardan şefaatime en layık olan kimse, bana en çok salavat getirendir.”
“Bana salavat okuyan kimseye meleklerde salavat getirir. Bana salavat getirmeye devam ettiği müddetçe, Meleklerde ona salavat getirmeye devam ederler, ister az, ister çok okusun, bana salavat getirmeye devam ettiği müddetçe Meleklerde ona salavat getirmeye devam ederler.”
Meleklerin peygambere salavat getiren kimseye getirdikleri salavattan kastedilen mana: Kulun kusur ve günahlarının affı için Allahu Teâlâ’ya yalvarmalarıdır.
Allahu Teâlâ Melekleri tüm canlı varlıklardan daha çok yaratmıştır. Bütün insan, cin, hayvan ve diğer canlı varlıklar, Meleklere karşın ancak onda biridir.
Bu durum arşı alaya varıncaya kadar devam eder..O halde bir salavat okuyan kimsenin bütün meleklerden alacağı ecrin ne kadar olacağını düşünecek olsak bu düşüncenin bile ne kadar zor olduğunu anlarız.
Efendimiz (s.a.v.)- buyurdular ki: Bir gün bana Cenab-ı Hakk’ın dört büyük meleği geldi. Bunlar; “Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail’idirler.
Hz. Cebrail (a.s.) bana dedi ki: Ya Resulallah! Senin ümmetinden bir kimse size günde 10’ defa salavat ederse yarın kıyamet gününde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geçiririm.
Hz. Mikail (a.s.) de dedi ki: Ben o kula senin kevser havuzundan kana kana içiririm.
Hz. İsrafil (a.s.) dedi ki: Ya Resullallah! O kulun affı için başımı secdeye koyarım Allahu Teala onu affetmedikçe başımı secdeden kaldırmam.
Hz. Azrail (a.s.) de diki: Ya Nebiyallah! Sana günde 10’ defa salâvat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabzederim
“Kim bana bir kere Salatü selam getirirse, Allahu Teâlâ ona 10’rahmet eder, 10’ da hatasını af eder,10’ da derecesini yükseltir.
“Kim Efendimiz (s.a.v.) Salatü selam getirirse, Hz. Cebrail Ya Rasülellah o’ insana 1000’ Melek aynı duayı yapar.”
“Kim Efendimiz (s.a.v.) çokça salatü selam getirirse onun derecesi o derece yükseltilmiş olur.”
“Herkim günde Efendimiz (s.a.v.) 1000’ defa salatü selam getirirse, Cennet deki yerini görmeden ölmez.”
“Kim beni rüyada görürse şefaatim ona vacip olur. Ben kime şefaat edersem cehennem onun cesedini yakmaz..”
“Kim bana bir defa salatü selam getirirse, Allahu Teala ona 10- rahmet eder,10-hatasını affeder, 10-da derecesini yükseltir. (Ramuz.)
“Kim günde bana 100- kere salatü selam getirirse, Mevla Teala 70-şi ahirette, 30-da dünyasına ait, olan 100-ihtiyacını verir.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor. “Bana okuduğunuz salavat-Şerife’yi Cuma günleri daha da artırınız.”
Hadisi şerifte görüldüğü gibi, Cuma günleri Salavati Şerife’yi daha çok okumamızı istemiştir.
Çünkü Cuma günleri, bütün günlerin efendisi, Efendimiz (s.a.v.)’ de bütün insanların efendisidir. Yalnız insanlar mı, bütün mahlûkatın efendisidir.
Günlerin efendisi olan Cuma gününde, Âlemlerin efendisi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’e çok salavat getirmek elbetteki daha güzel bir şeydir. Ecir ve sevap arttığı gibi, Mevla Teâlâ’nın rahmetine ve keremine de mazhar olunur.
Kıyamet Cuma günü kopacağı gibi, Mahşer alanı da Cuma günü kurulacaktır. Durum böyle olunca da kişi, kıyameti Cuma günü daha bir hatırlayacak, günahlarının çokluğuyla da o günün dehşetini düşünecektir.
İnsanoğlu o günde Mevla Teâlâ’nın gazabını ve azabını tefekkür edecektir. İşte o günde bütün mahlûkatın efendisi olan Sevgilinin şefaati için Mevla Teâlâ izin verecektir.
”Ümmetimden bana bir salavat getiren kimse için, 10’ iyilik yazılırken, kaydında da 10’kötülük silinir.”
İbadet edilmeye engel olmayan her yerde, kadın ve erkek her Müslümanın salavat okuması, kötülüklerinin imha edilip günahlarının bağışlanması için gereklidir.
“Kıyamet günü insanların bana en yakını, bana en çok salâvat okuyandır.” Hz. Mustafa (s.a.v.)
Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: “Cebrail (a.s.) gelip: “Zelil olsun, yanında Hz.-Nebîy-yi ekremin ism-i şerifi söylendiğinde salevât getirmeyen, zelil olsun!” dedi. Ben de âmin dedim.”
“Bir kimse yazdığı bir şeyde, bana da salavât yazarsa, benim ismim o kitapta (yazılan yerde) kaldığı müddetçe, melekler onun için istiğfar ederler.” İstiğfar, günahların bağışlanmasını Allahü Teâlâdan istemektir.
“Yeryüzünde dolaşan seyahat eden melekler, ümmetimin selâmını tebliğ ederler.” “Ümmetimin salevâtı bana hediyedir.
Benim ümmetime hediyem kıyamet günü onlara şefaatimdir.
” Rabbim sevgilinin nurlu yolundan ayırmasın, şefaatina nail eylesin.
Ravzada, secde halinde ölmeyi nasip eylesin. Amin.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed