Bütün hamdlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Salât ve selam Hz. Muhammed (sav) ‘e âline ve ashabına olsun.
“Allahumme salli seyyidina ala Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed”
Değerli okurlarım! Şeytan: Yüce Allah'ın Hz. Âdem peygambere secde emrine karşı gelip isyan ettiği için ilâhi rahmetten kovulan ve insanların amansız düşmanı olan, cin taifesinin inkârcı kesiminden (Kehf, Sures) gizli bir varlıktır.
Şeytanlar, hayra hiçbir kabiliyeti olmayan, sırf şer işleyen ruhani bir varlık türüdür.
“Dumansız ve harareti çok şiddetli bir ateşten yaratılmışlardır (Hicr. 27).
İblisin asıl adı, Azazil idi. Cenabı Hakkın Hz. Âdeme (as.) secde etme emrinden yüz çevirmesi ve bu secde emrine kibirlenerek isyan etmesinden sonra, “iblis” ve “şeytan ”isimlerini aldı.
Kur’an-ı Kerimde şeytan, ilk insan olan Hz. Adem (a.s.) dan bu yana insan neslini Allah yolundan saptırmak için çaba harcayan ve kıyamete kadar da harcayacak olan varlıkların genel adıdır.
Tüm şeytanların atası ise, Hz. Âdem (a.s. ) in yaratılmasıyla birlikte Allahu Teala’ya isyan eden İblistir.
Şeytan bundan sonra konuşmasına devam etti: “Sen, ümmetin hangi saadetinden ferah duyarsın ki? Ben onlara tuzaklar kurarım. Hem de ne tuzaklar. Miskinlerine, çaresizliğine giderim. Namazı bırakmalarını emrederim.
Ve onlara derim ki: ‘Namaz size göre değil. O, Allah (c.c.) afiyet ihsan ettiği ve bolluk verdiği kimseler içindir.’
Sonra hastalara giderim. ‘Namaz kılmayı bırak’ derim. ‘Çünkü Allahü Teala hastalara zorluk yok buyurdu. İyi olduğun zaman çokça kılarsın.’ Ve böylece o namazını bırakır, hatta küfre de girebilir. Şayet o hastalığında namazı terk ederek ölüp giderse Allah (c.c.) huzuruna çıkarken Allahü Teala’yı öfkeli bulur.” Sonra şöyle dedi:
“Ya Muhammed (s.a.v.)! Eğer bu sözlerime yalan kattımsa, beni akrep soksun. Eğer yalan varsa Allah’tan (c.c.) dile, beni kül eylesin.”
İblis bundan sonra konuşmalarına devam etti ve şöyle dedi:
“Ya Muhammed (s.a.v.)! Sen ümmetin için ferah mı duyuyorsun? Hâlbuki ben onların altıda birini dinden çıkardım.”
Bundan sonra Efendimiz (s.a.v.) ona, yani İblis’e aşağıdaki şekilde bazı kısa sorular sordu. O da bunlara cevap verdi.
“Ya lâin, senin oturma arkadaşın kim?” “Faiz yiyen.” “Dostun kim?”
“Zina eden.” “Yatak arkadaşın kim?” “Sarhoş.” “Misafirin kim?”
“Hırsız.” “Elçin kim?” “Sihirbazlar.” “Gözünün nuru nedir?”
“Karı boşamak.” “Sevgilin kim?” “Cuma namazını bırakanlar.”
Efendimiz (s.a.v.) bu defa başka bir mevzuya geçti ve şöyle sordu:
“Ya lâin, senin kalbini ne kırar?” “Allah (c.c.) yolunda cihada giden atların kişnemesi.” “Peki, senin cismini ne eritir?” “Tövbe edenlerin tövbesi.”
“Peki, ciğerini ne parçalar ne çürütür?” “Gece ve gündüz Allah (c.c.) yapılan istiğfar.” “Peki, yüzünü ne buruşturur?” “Gizli sadaka.” “Peki, gözlerini kör eden nedir?”
“Gece namazı.” “Peki, başını eğdiren nedir?” “Çokça cemaatle kılınan namaz.” Efendimiz (s.a.v.) tekrar bir başka mevzuya geçti ve söyle sordu:
“Sana göre insanların en saadetlisi kimdir?” “Namazını bilerek, kasten bırakanlar.”
“Peki, sana göre insanların en şakisi kimdir?” “Cimriler.”
“Peki, seni işinden ne alıkoyar?” “Ulema meclisleri.”
“Peki, yemeğini nasıl yersin?” “Sol elimle, parmaklarımın ucu ile.”
“Peki, sam yeli estiği zaman ve ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede gölgelendirir sin?”
“İnsanların tırnakları arasında.” Efendimiz (s.a.v.) bundan sonra, başka bir mevzuyu sordu. İblis de cevap verdi:
“Rabbinden neler talep ettin?”
“10 şey talep ettim.”
“Nedir onlar ya lâin?”
1-Allah'tan (c.c.) diledim ki; beni Âdemoğ kullarının malına ve evlâdına ortak ede. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi ki bu, “Onlara ortak ol. Mallarına ve çocuklarına. Onlara vaat et. Hâlbuki şeytan onlara en çok gurur vaat eder” ayet-i celilisi ile sabittir.
2-Her besmelesiz kesilen hayvan etinden yerim. Faiz ve haram karışan yemekten de yerim. Şeytandan Allah’a (c.c.) sığınılmayan malın da ortağıyım. Cinsî münasebet anında da Allah (c.c.) şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim ve o birleşmeden hâsıl olan çocuk, bize itaat eder, sözümüzü dinler.
Her kim hayvana binerken helâl yola gitmeyi değil de, aksini isteyerek binerse, ben de onunla beraber binerim. Yol arkadaşı ve binek arkadaşı olurum. Bu da ayet-i kerime ile sabittir.
Allahü Teala bana şu emri verdi: ‘Onlar üzerine süvarilerinle, piyadelerle yaygara çıkart.’
2-Allahü Teala’dan diledim ki; bana bir ev vere. Bu dileğim üzerine hamamları bana ev olarak verdi.
3-Diledim ki; bana bir mescit vere. Pazar Yerlerini bana birer mescit yaptı.
4-Benim için bir okuma kitabı vermesini istedim. Şiirleri bana okuma kitabı yaptı.
5-Diledim ki; benim için bir ezan vere. Mezmurları verdi.
6-Diledim ki; bana bir yatak arkadaşı vere. Sarhoşları verdi.
7-Diledim ki; bana yardımcılar vere. Bunun için de kaderiye mensuplarını verdi.
8-Diledim ki; bana kardeşler vere. Mallarını boş yere israf edenleri verdi. Bir de masiyet yolunda para harcayanları. Bunlar da şu ayet-i kerime ile sabittir:
‘O kimseler ki, mallarını boş yere harcarlar. Onlar şeytanın kardeşleri olmuşlardır.’
Bir ara Resülüllah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Eğer söylediklerini Allah’ın (c.c.) kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin seni tasdik etmezdim.” Bundan sonra İblis devam etti:
9-Ya Muhammed (s.a.v.)! Allah'tan diledim ki; Âdemoğullarını ben göreyim, ama onlar beni göremezler. Bu dileğimi yerine getirdi.
10-Diledim ki; Âdemoğullarının kan mecralarını bana yol yapa. Bu da oldu. Böylece ben, onlar arasında akıp giderim, gezerim.
Hem de nasıl istersem. Bütün bu istediklerimi verdi.
‘Hepsi sana verildi’ buyurdu ve ben bu hallerimle iftihar ederim. Sonra şunu da dinleyeyim ki; benimle beraber olanlar seninle beraber olanlardan daha çoktur.
İste böylece kıyamete kadar Âdemoğullarının ekserisi benimle beraber olurlar.
Rabbim şeytanın hilelerinden muhafaza eylesin..
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed”
NOT: Haftaya makalemde aynı konuyu
Yazacağım