Bismillahirrahmanirrahim

 

SAADET YURDU CENNET

Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Kâinatın zerresi adedince, Salât ve selam Âlemlerin Efendisi, Hz. Muhammed (s.a.v.) ‘e âline ve ashabına olsun.

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed

 

Değerli okurlarım! Cennet: Hz Allah (c.c.) mümin kulları için hazırladığı bağlar, bahçeler, köşkler ve sarayların ismidir.

 

Kur’an-ı Kerimde ve hadisi şeriflerde cennete ait daha birçok isim zikredilip bildirilmiştir.  

Cennet: Kelime olarak bağ, bahçe ve bostan demektir. Arap dilinde cennet kelimesi söylendiğinde içinde hurma ve üzüm bağları olan yer anlaşılır.

Cennet: Ahiret yurdunda nimet ve ikram yeri ve evidir. Ağaçları sık, gölgesi koyu, ağaç dalları birbirine yakın korunaklı bir yerede cennet denir.

Ebu Musa’dan gelen bir hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlar ki: ”İki cennet var ki ev gereçleri ve süsleri altındandır ve yine iki cennet var ki eşyaları ve ziynetleri, gümüştendir. Oradakilere perde Rab arasında perde sadece Adn cennetinde olan Kibriya rida ve örtüsüdür”. (Buhari, Müslim)

 

 Cennet: Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahir ete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve muttaki kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahi retteki nimetler yurdunun adıdır.

 

Hz. Usema Bin Zeyd (r.a.) naklediyor. Güzeller güzeli (s.a.v.) bir gün ashabına buyurdu ki:”Yokmu paçalarını sıvayarak cennete koşacak? Önünde bunun engel yoktur. Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki cennet parlayan bir nur, etrafa yayılan bir koku, göz alıcı bir saray, devamlı akan bir ırmak, olgunlaşmış meyveler, güzel eşler, sayılamayacak süsler, hep devam edecek güzellikler, heybetle duran yüksek saraylarda ki harikalardır.

 

  Ebu Hureyreden rivayet edilen bir hadisi şerifte, biz dedik ki: Ey Allahın Rasülü bize cennetten bahsedermisin? Kâinat’ın En güzeli (s.a.v.) buyurdular ki: “Cennetin bir kerpici altın, bir kerpici gümüştür, içindeki harcı ise koku yayan misktir. Çakıl taşları inci ve yakut, toprağı zafer andır. Oraya giren nimeti bulur, ümitsizlikten kurtulur, ölmeyerek ebedi kalır. Elbisesi eskimez, gençliği bitmez”.

 

Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde cennet çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur’an-ı Kerim’de ağaçları altından ırmaklar akan cennetler şeklinde şöyle anlatılmaktadır:

 

 “Cennet, takva sahiplerine uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size vadolunan, gördüğünüz şu cennettir ki, O, Allah’ın (c.c.) taatına dönen onun (hudut ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah’a (c.c.) bütün samimiyetiyle gıyaben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalple gelen kimselere aittir. (Kaf Suresi,31.33)

 

“Tevbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak cennete, çok esirgeyici Allah’ın (c.c) kullarına gıyaben vaad buyurduğu Adn cennetlerine gireceklerdir. O’nun vaadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle cennettir ki biz ona kullarımızdan gerçekten muttaki olanları vâris kılacağız.” (Meryem Suresi. 60-63.)

 

Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahir ette Allahu Teala tarafından verilen karşılığıdır. Kur’an-ı Kerim’de Allahü Teala şöyle buyurmaktadır:

 

“Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte günahlardan temizlenenlerin mükâfatı budur.”(Taha Suresi.76.)

 

Kura-n-ı Kerim’de cennetin niteliklerinden bazılarına şu şekilde değinilir:

 

1-Altlarından ırmaklar akan, birbiri üzerine bina edilmiş yüksek köşkler, güzel meskenler.

2-Hepsi de örtüleri atlastan minderlere yaslanırlar. İki cennetin de meyvesinin devşirilmesi yakındır.

 

3-Gönlün çekeceği her türlü yemek ve etler, türlü kokulu içecekler, temiz şaraplar ve çeşit çeşit tükenmez nimetleri içeren bir mekân.

 

“Onlara cennette bir meyve, içlerinin çekeceği bir et verdik .” (Zümer Suresi. 20.)

 

“Canların isteyeceği ve gözlerin hoşlanacağı ne varsa hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız. İşte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle mirasçı kılındığınız cennettir. Sizin için orada çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz.”(Tövbe Suresi. 72.)

 

“Cennet şarabından (dünya şarabı gibi) mide ızdırabı yoktur.”(Rahman Suresi.54.)

 

4-Cennette hayat sonsuzdur, kin yoktur, boş laf ve günaha sokacak söz işitilmez.

 

“Biz o cennetliklerin kalplerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak da değillerdir.” (Hicir Suresi. 47-48.)

 

“5-Cennet nimetleri insan hayalinin erişemeyeceği güzelliktedir. Cenneti aslında dünya ölçüleriyle tarif etmek mümkün değildir. Bununla beraber cennetteki eşsiz nimet ve saltanatı anlayabilmemiz için Allahü Teâlâ onu bize şu şekilde tasvir etmiştir:

İşte bu yüzden Allah (c.c.) onları o günün fenalığından esirger. (Yüzlerine) parlaklık,(gönüllerine) sevinç verir. Sabretmelerine karşılık onlara cenneti ve oradaki ipekleri lütfeder. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar. Ne yakıcı sıcak görürler orada, ne de dondurucu soğuk. Ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar, kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur. Yanlarında gümüş kaplar ve billur kâselerle, gümüşî beyazlıkta (billûr gibi) şeffaf kupalarla dolaşılır ki (cennet sakinleri bunlara dolduracakları cennet şarabını cennetteki insanların iştahları) ölçüsünde tayin ve takdir ederler. Onlara orada bir kâseden içirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir. Cennettekilerin etrafında öyle ölümsüz genç neferler dolaşır ki, onları gördüğünde kendilerini etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın. Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. Üzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. Onlara: ‘İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer’ denir.” (İnsan Suresi. 11-22.)

 

Cennetin tasviri konusunda söylenecek son söz şu kutsi hadis’in ifade ettiği durumdur:

 

Efendimiz (.s.a.v.) şöyle buyuruyor: Allahü Teâlâ buyuruyor ki:

 

“Salih kullarım için ben, cennette hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insan gönlünün hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım.” (Tac,Camiül,usül.)

 

Başka bir hadislerinde de, Güzeller güzeli (.s.a.v.) cennetin gümüş ve altın kerpiçten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refah içinde, üzüntüsüz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, ölmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gençliklerinin yok olmayacağını ifade eder.

 

Bu güzel sonuca,(cennete) yalnızca dünyanın bir imtihan yeri olarak yaratıldığını bilen, Allah (c.c.) ve Rasülü (s.a.v.) in emirlerine uyan, yasaklarından sakınan ve hayırlı işler yaparak Allahu Teâlâ’nın rızasına uygun yaşayanların ulaşabileceklerini asla unutmayalım.

 

Cenab-ı Hakk, Mahşer günü hesabını kolay verip, yüzü ak olarak cennete giren ve Yüce Rabbimizin cemaliyle müşerref olan bahtiyar kulları zümresine, ilhak eylesin. Rabbime emanet olunuz.

 

Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed