Bismillahirrahmanirrahim
Bütün hamtlar ve övgüler Allahu Teâlâ’ya mahsustur. Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! Lâ İlâhe İllallah -Allah'tan başka ilâh yoktur-, İslâm dininin temel rüknüdür. Yani uluhiyyeti, yaratıcılığı, Rabliği, saltanatı ve hâkimiyeti sadece Allahu Teala’ya mahsustur.
Lâ İlâhe İllallah, kelime-i tevhit olarak da bilinir. Mevla Teala’nın birlik davasını anlatmakta ve Hz. Muhammed (s.a.s)' in O'nun resûlü olduğunu açıklamaktadır.
"Lâ İlâhe", hiçbir ilâh yoktur manâsını taşımaktadır. İlâhın ıstılâhî manası ise; tapılacak, rızık veren, herşeyi bilen, yaratan, doğmayıp doğurmayan, yücelerin yücesi demektir.
"İllallah", sadece Allahu Teala vardır, manâsını taşır. "Lâ İlâhe İllallah", Allah'tan başka ilâh yoktur, demektir.
İslâmiyet, tevhid dinidir. Tevhit, iki ana temelden meydana gelir. Bunlar birbirini tamamlamaktadırlar. İkisi de ayrı ayrı, yalnız başına düşünülemez. "Lâ İlâhe İllallah"kelime-i tevhidini, "Muhammedün Rasûlullah" yani "Muhammed Allah'ın Resulüdür" cümlesi tamamlar. "Lâ İlâhe İllallah"ı kabul edip "Muhammedün Rasûlullah"ı reddetmek, tevhidi ortadan kaldırır.
"Lâ İlâhe İllallah", bir hareket tarzını gerektirir. Bu kelimenin yüklediği manalar vardır. Tevhidi kabullenen kimse, artık bu yükümlülüğün altına girmiştir. Allah katında o yükümlülükleri yerine getirenler için büyük mükâfat, terk eden kimseler için de büyük ceza vardır.
Bu yüzden "Lâ İlâhe İllallah" şahadetiyle "Muhammed un Rasûlullah" şehadeti kesinlikle birbirinden ayrılmazlar. İkisi beraber olduğu müddetçe, ancak bir bütünlük arz ederler.
Allahu Teâlâ'ya kul olma ilkesi, her şeyden önce Peygamberimizin rehberliğine dayanmaktadır.
Allahu Teâlâ bu hususta Kur'an-ı Kerim'de: "Rasûlullah size ne getirdiyse onu alınız, kabul ediniz. Size neyi de yasaklıyorsa, onu yapmaktan vazgeçiniz" (Haşr suresi, 7) buyurmaktadır.
Allahu Teâlâ kullarına, Kur'an-ı Kerim'de kullukları için gerekli olan her şeyi belirtmiş, Efendimiz (s.a.s)'de onları en güzel şekilde insanlara açıklamıştır.
Peygamberimiz âyetle de sabittir ki kendi hevâ ve hevesinden hiçbir şey söyleyemez, ancak kendine vahyolunanı konuşur. Onun sünneti, Allah'ın koyduğu şeriatın bir bölümü, bir parçası ve açıklayıcısı, canlı bir tatbikatı mahiyetini taşır.
Çünkü sevgiliye uymak, Allahu Teala’ya uymak demektir. Kur'an-ı Kerim'in beyanına göre imanın varlığı ve yokluğu Allah'ın dinine ve Rasûlullah'ın sünnetine tabi olmaya bağlıdır.
Kelime-i Tevhid'in bize verdiği mesajlar olarak zikrettiğimiz nitelikleri Allahu Teala’nınKur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinde şu şekilde beyan ediyor:
Allah'tan başka ilâh olmadığına dair: "Eğer yerle gökte Allah'tan başka ilâh olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıklarından münezzehtir" (Enbiya suresi. 22).
“Allahu Teala üçün üçüncüsüdür, diyenler kâfir olmuşlardır. Tek ilâhtan başka hiç bir ilâh yoktur. Eğer vazgeçmezlerse, aralarındaki kâfirler acı bir azaba çarptırılacaklardır" (Maide suresi. 73).
Lâ İlâhe İllallah, bir mü'minin hareket noktasıdır; hayat nizamıdır; Allah'tan başka ilâhlık iddiasında bulunanları veya ilâhlaştırılmış yaratıkları reddetmektir; Allah'tan başka hüküm koyanları, koyulmuş hükümleri ve bu hükümlere uyanları reddetmektir.
"Lâ İlâhe İllallah, Muhammedün Rasûlüllah" cümlesinde ortaya çıkan kelime, İslâm ümmetinin bütün ayrıntılarıyla birlikte hayatının üzerine oturduğu temel kâide ve nizâmı teşkil eder.
İslâm toplumunun özelliğini belirleyen en büyük ayırıcı işaret şudur: İslâm toplumu her şeyden önce ve her konuda yalnız Allah'a kulluk esasına dayanır. Ve bu kulluğun şekli, keyfiyeti "Lâ İlâhe İllallah, Muhammedür- Rasûlüllah" cümlesinde ortaya çıkar.
İslâm'ın ve İslâm toplumunun üzerine oturduğu kâide "Lâ İlâhe İllallah, Muhammedun Rasûlullah’dır. İslâm toplumu, ancak bir insan topluluğunun bütün manasıyla yalnız başına Allah'a kul olduğunu, Allah’tan başka hiç bir kimseye kullukla bağlanmadığını ilân ederek belirtmesi ile ayakta durabilir.
Bu topluluk, düşünce ve inançlarda Allah'tan başkasına boyun eğmediği gibi, ibadet ve hareketlerinde de Allan’dan başkasına kul olmamalıdır; prensip ve sistemlerde Allah’tan başkasının kulluğunu kabul etmemelidir;
Bu ümmet vicdanını İslâm karşıtı inanç artıklarından ve pisliklerinden temizlemeli ve hareketlerini Allah'tan başkalarına ibadet etme felaketinden arıtmalı hayati prensiplerine Allahu Teala’dan başka kimseleri karıştırmaktan uzak bulundurmalıdır.
İşte bu andan itibaren "La İlahe İllallah"ın ihtiva ettiği manâ, bütün şirk unsurlarından arınmış olarak ortaya çıkacaktır.
Müminlere "Lâ İlâhe İllallah"ın taşıdığı anlam ve gerçeği en açık bir şekilde göstermektedir.
"Lâ İlâhe İllallah, Muhammed Rasûlüllah
Allahtan başka ilah yoktur, Muhammed Allahın resülüdür.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed