Bismillahirrahmanirrahim
Bizleri Müslüman olarak yaratan, peygamber ve sahabe sevgisiyle donatan, Mevla Tealaya sonsuz hamd olsun.Âşıkların gözyaşları adedince, denizlerin damlaları adedinde, Salât ve selam Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ‘e âline olsun.
Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala ali Muhammed
Değerli okurlarım! Şehirlerin anası, Mekke, Hz. Âdem (a.s.) la Hz. Havva’nın yeryüzünde buluştuğu, ilahi emirlerin insanlığa ulaştığı kutsal şehir yeryüzünde ilk mescid buradadır.
Kâinatın efendisi burada dünyaya gelmiştir. Kuranı Kerim bu şehirde inmeye başlamıştır. İslam’da ibadet için bu şehir dışında, hiçbir yer ziyaret için zorunlu kılınmamıştır. Hac ve umre burada yapılır.
Tavaf sadece burada Allahın evinde yapılır. Kıble buradadır, bütün dünya Müslümanları günde beş defa namaz için yönlerini buraya çevirirler.
Mekke-i Mükerreme: Arap yarımadasının kuzeyinde denizden 280 m. yükseklikte batnı Mekke adı verilen bir vadi üzerinde kurulmuştur.
Yeryüzünde ilk inşa edilen mescid; Beytullah'ın bulunduğu Mukaddes şehir. Bu şehrin Kur'ân-ı Kerim'de geçen Bekke, Ümmü'l-Kura ve Beledü'l-Emin şeklinde değişik isimleri vardır.
“Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kâbe) dir.(Ali İmran Suresi.96)
Mekke-i Mükerreme Arap yarımadasının Hicaz bölgesinde Kızıldeniz kıyısındaki Cidde limanının 100 km. doğusunda olup güneyinde aynı uzaklıkta sayfiye yeri olan Taif şehri bulunmaktadır. Medine-i Münevvere’ye olan uzaklığı ise yaklaşık olarak 400 km. dir.
Mekke-i Mükerreme doğu tarafındaki Ebu Kubeys dağı ile batı yönündeki diğer dağlar arasında güneye meyilli dar bir vadide, adı geçen dağın eteğinde bulunmaktadır. Bu vadi bir hilâl şeklinde aşağılarda Kızıl denize doğru yönelmektedir. Burası Arabistan'ın Tihame ve Necid bölgeleri arasında bir set oluşturan Hicaz dağlarının iki boğazının kesiştiği noktadır. Kâbe-i Muazzam’a ve onu çevreleyen Mescid-i Haram, şehrin ortasında bulunur.
Hemen yanında Safa ve Merve tepeleri bulunmaktadır. Bu vadide şehrin kurulduğu kısım Batın-ı Mekke olarak adlandırılmakta, Mescid-i Haram'ın bulunduğu çukur yere ise el-Batha denilmekteydi.
Mekke'i Mükerreme’nin havası, bilhassa yaz aylarında oldukça sıcaktır. Kış aylarında ise lâtif bir havası vardır. Her tarafı taş kayaları ile çevrili olan Mekke-i Mükerreme’de tek su kaynağı “zemzem’” dir. Bunun yanında halk, su ihtiyacını karşılamak için kuyular açmış ve sarnıçlar yapmışlardır.
Şehrin su problemini kökünden çözümlemek isteyen Harun er-Reşid'in eşi Zübeyde Hanım, üç günlük uzaklıktan su getirme girişiminde bulunmuş, ömrünün vefa etmemesi yüzünden bu projenin ancak Arafat'a kadar olan kısmı gerçekleştirilebilmiştir.
Bu proje ancak Kanunî'nin kızı Mihriman Sultan'ın girişimiyle tamamlanabilmiş ve Mekke-i Mükerreme’nin ihtiyaç olduğu ölçüde suya kavuşmuştu.. Çok az yağmur alan ve kurak bir iklime sahip olan Mekke-i Mükerreme’de kuraklığın bazen dört yıl sürdüğü olurdu.
Yemen taraflarını mümbit hale getiren meltem yağmurlarının buraya kadar ulaşan kısmı şehrin doğu tarafında birbirini takip eden tepeler ve yamaçlarda biriken yağmur suları halinde bir araya gelerek şehrin merkezine doğru akar ve Harem'in avlusuna ulaşırdı.
Kışın nem oranının yükselmesi ile bazan çok şiddetli yağan yağmurlar, bir sel halinde şehrin bulunduğu alçak bölgenin sular altında kalmasına sebep olurdu.
Mekke-i Mükerreme için bir felâket halini alan ve Beytullah'ı tehdit eden bu problemin çözümlenmesi için Mekke-i Mükerreme’nin fethine kadar hiç bir çabanın gösterilmediği görülmektedir.
Raşit Halifeler döneminde Mekke-i Mükerreme’de bu sel baskınlarına karşı korumak için bazı önlemler alınmıştır. Mekke ve etrafındaki arazilerin taşlık oluşu ve suyun yokluğu ziraat için hiç bir faaliyete izin vermemektedir.
Mekke-i Mükerreme’nin ortaya çıkışı Hz. Âdem (a.s.)'e kadar uzanır Âdem (a.s.) yeryüzüne indirildiğinde Mekke-i Mükerreme Beytullah'ın bulunduğu bu günkü yerde bir mabet inşa etmekle görevlendirilmişti.
Hz. Âdem (a.s.) tarafından inşa edilen Beytullah, Nuh (a.s.) zamanına kadar varlığını sürdürdü. Ayetlerde zikredildiği gibi Beytullah, insanların ibadet etmesi için yeryüzünde inşa edilen ilk yapı Teberi’nin Ebu Zer (r.a.)' den naklettiği bir hadisi şerifte şöyle denilmektedir: "Ya Resûlallah! Yeryüzünde ilk mescit hangisidir" dedim. O, Mescid-i Haramdır" dedi."Sonra hangisidir" dedim. Mescid-i Aksa dır" dedi.
Aralarında kaç yıl olduğunu sorduğumda da; "kırk yıl" dedi" (Taberî, Tefsir, 4,).Hz. Hacer (r.anha.) henüz süt çocuğu olan İsmail'le (r.a.) Allah Teâlâ'nın emri doğrultusunda Mekke'i Mükerreme’ye bırakıldığı zaman Mekke’i Mükerreme su kaynağına sahip olmayan ve yakınlarında hiç bir insan topluluğunun bulunmadığı bir yerdi.
Yanlarındaki suyun tükenmesi üzerine, Hz. Hacer'e (r.anha.) sunulan Zemzem suyu bu vadiye yeni bir gelecek hazırlamıştı. Yemenli bir topluluk olan Curhumîler'den bir gurup Mekke’i Mükerreme vadisinin aşağı taraflarına konaklamak istediler. Bu arada yakınlarda bir su kaynağının varlığını gösteren kuşlar gördüler. Biraz araştırmadan sonra, Zemzem'in yanına ulaştılar.
Bu topluluk Hz. Hac er’den (r.anha.) Zemzem'e yakın bir yere yerleşmek için izin istediler. Suyun kendisine ait kalması şartıyla onların bu isteğini kabul etti. Böylece, başka insanlar da gelip yerleşerek buranın bir yerleşim merkezi halini almasını sağladılar (İbnü'l-Esir, el-Kâmil fi'l)
Mekke-iMükerreme’nin fazileti. Mekke-i Mükerreme’ye, namazdan başka işlenen her hasene başına 100 misli mükâfat verilir.“Mekke-i Mükerreme’de bir gün oruç tutmak, başka yerlerde bir sene oruç tutmaktan eftaldir.
”İbni Abbas’tan rivayet edildiğine göre, Allah Resülü (s.a.v.) şöyle buyuruyor: Her gün ve her gece Cenabı Allah bu beyt üzerine 120 rahmet indirir.
60- şı, tavaf edenlere, 40-ı; namaz kılanlara, 20, Kâbe-i Muazzama ya bakanlara içindir. Buyurmuştur.(Heyse mi,) Hasan (r.a.) diyor ki, yaptığımız araştırmada gördük ki bu rahmetin hepsi tavaf edenlere iniyor. Çünkü tavaf edenler 3 işi de bir arada yapmaktadırlar.
Hem tavaf yapıyorlar, hem namaz kılıyorlar, hem de Beytullah-a bakıyorlar. Kâbe-i muazzama ya bakmak aynı ibadet gibidir. İnsanı nifaktan uzaklaştırır. İbni Abbas bu konuda şöyle diyor :”Kâbe’i Muazzama’ya bakmak, sırf İmandır.” (Kâbe ve Mekke tarihi Ezraki,)
Bu mukaddes makam da bir an bile gafletle geçirmek insan için büyük kayıptır.
Beyan olunan bu şartlar ve adap üzere, Kâbe-ye girmek mümkün değilse, terk etmek evladır. Altınoluğun altı ve Hacer-i İsmail namındaki mübarek yerler de Beyt-i muazzamdandır.
Hz. Aişe (r.anha.) Annemizden rivayet olunan bir Hadisi şerife göre:”Ya Aişe! Beyt-i Muazzama ya girmek istersen, Hacer-i İsmail de namaz kıl. Hacer-i İsmail Beyti Muazzama’dan bir parçadır. Senin kavmin Kabeyi bina ettikleri zaman onu çıkardılar ve beyitten ayırdılar,”buyrulmuştur.
Hz. Cabir (r.a.) anlatıyor: "Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki: "Mekke'de silah taşımak hiç kimseye helal değildir." (Müslim, Hac ,) İbni Abbas (r.a.) anlatıyor: "Rasûlullah (s.a.v.) Fetih günü buyurdular ki: Fetihten sonra artık hicret yoktur.
Ancak cihad ve niyet vardır. Öyleyse askere çağırıldığınız zaman hemen asker olun!" Rasûlüllah (s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti: "Allah, bu beldeyi sema vat ve arzı yarattığı zaman haram kıldı. Burası, Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır (onu insanlar haram kılmamıştır). Benden önce kimseye orada kıtal helal olmadı.
Bana da günün bir müddetinde helal kılındı. Burası Kıyamete kadar Allah'ın haramıyla haramdır. Allah'a ve ahir ete inanan hiç kimseye, orada kan dökmesi helal değildir. Ayrıca) onun dikeni koparılmaz, av hayvan ı ürkütülmez, buluntusu da alınmaz yerinde bırakılır... Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir.
”Mekke'i Mükerreme’nin otu da biçilmez!" Abbas (r.a.) atılarak: "Ey Allah'ın Resulü! İzhir otu hariç olsun" dedi. Efendimiz (s.a.v.) "İzhir hariç!" buyurdu."( Buhari,)
Mekke-i Mükerreme’de bir gün hasta olan kimsenin Vücudunu, Allah’u Teala Cehenneme haram Kılar.” Sıhhatli bulunduğu zaman, işlediği hayırlara; başka Yerlerde işlenmiş 60, yıllık efdal ibadet sevabı verilir.”
“Mekke-i Mükerreme’nin sıcağına sabreden kimsenin vücudunu, Allah’ü Teala 500, sene Cehennem’den uzak kılar.” Mekke-i Mükerreme’de ezaya cefaya ve belaya sabreden kimse, şehitler, zümresinde haşrolur.
Efendimiz ( s.a.v. ) Medine-i Münnvvere’ye Hicretle memur edilince, şöyle buyurdular.“Sen ne hoş beldesin seni ne kadar seviyorum. Eyer beni buradan çıkmaya mecbur etmeseydi Senden başka bir yerde ikamet etmezdim.” (Tirmizi)
Mekke-i Mükerreme’de ramazan orucunu tutmak başka ülkelerde yüz bin ramazan ayı oruçlu olmaktan efdaldır.“ Allah Resülü (s.a.v.) şöyle buyurdu; Şu 3 mescid den başka hiçbir mescide ( namaz ve ibadet fazileti için) sefer edilmesi uygun olmaz. Bunlar. “Mescid-i Nebi. “Mescid-i Aksa.
“Mescid-i Haram. “Mekke-i Mükerreme’de cemaatle kılınan namazın 1000. rekâtı bin yüz rekât namaz dan efdaldır.” “Ey insanlar. Allah’u Teala arzı semayı yarattığı gün Mekke-i Haram kılmıştır.” (Sahih-i Buhari)“
Orası kıyamet gününe kadar haramdır. Bitkisi koparılmaz, av hayvanları ürkütülmez, buluntusu da sahibini bulmak üzere, ilan etmek için alınır.
“Cenab-i Allah Mekke-i Mükerreme’ye sıcağı iklimi bakımından sıkıntılı fakat sevap cihetinde yüksek dereceler, yarattı.”(Ramuz)
Kutlu beldenin detayları olan “Safa, Merve, Kâbe, zemzem, Hacerül-Esved, Makam-ı İbrahim, Altınoluk, Hicri-İsmail, Hatim, Mina, Müzdelife” gibi yerler, Kur’an da ya isimleri verilerek ya da ima edilerek anılmışlardır.
Buraları hac ve umre niyetiyle ziyaret eden bir kimse, ilk atası Hz. Âdem’den kalan hatıraları tekrar yaşar.Hz. Âdem (a.s.) ile, Hz. Havva’nın buluştuğu yer olan ”Arafat’ta” her renk ve her sınıftan her meşrepten, insan bir araya gelerek kardeş olduklarını, hatırlarlar..
Rabbim en kısa zamanda kutsal toprakları ziyaret etmeyi ve kabeye yüz sürmeyi nasip eylesin“
“Allahumme salli ala Muhammed’in ve ala âli Muhammed”